Hadisler Günümüze Kadar Nasıl Ulaştı?
Hadisler dini açıklayan ve öğreten, peygamberimizin sözlerinden oluşan kelamlardır. Hadisler birçok yerde Kuran’ın da açıklayıcısı olmuş ve bu anlamda insanların dini daha çabuk benimsemesini sağlamıştır. Öyle ki namazın nasıl kılınacağı, zekâtın nasıl verileceği, haccın nasıl yapılacağı gibi konuların tamamını hadisler sayesinde öğrenebiliriz. Bu konular hakkında Kuran’da açıklayıcı bilgiler değil, destekleyici ve önemlerini vurgulayıcı ayetler vardır. Hadisler peygamber yaşarken yazılmasa da daha sonra yazılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. İlk dönemde peygamber hadislerin yazılmasına karşı çıkmış, yazanları da uyarmıştır. Bu dönemde peygamber efendimizin hadisleri yazdırmayışının en temel etkeni onların Kuran ile karışabilir olma ihtimalidir. Çünkü o dönemde kuran henüz toplanmamış, parçalar halinde yazılıyordu. Daha sonra ise bu konuda sahabeye hadislerin yazılabileceği konusunda şeyler söyleyen peygamber aynı zamanda ‘’Kim bana yalan söz isnad ederse cehennemde yerini hazırlasın’’ buyurmuştur. Bu hadis üzerine sahabenin çoğu hadisleri yazma fikrini reddetmiş, çünkü peygamberin bu sözünden korkmuşlardır.
Hadislerin Yazılabilir Olmasının Delili
Hadislerin yazılmasına ilk dönemde karşı çıkan ve hadisleri yazan kişileri uyaran peygamber daha sonra bazı kişilere yazma fetvası vermiştir. Sahabeden birisi peygambere onun anlattığı şeyleri unuttuğunu, bir türlü anlayamadığını belirtmiştir. Bunun üzerine peygamber efendimiz ‘’Sağ elinden yardım iste.’’ Diyerek ona yazabileceği konusunda fetva vermiştir. Bu olaydan sonra hadisler az da olsa yazılmaya başlanmıştır. Fakat hadislerin tam olarak yazılmaya başlaması peygamberin vefatından sonraya kalmıştır. Peygamber vefat ettikten sonra hadislerin unutulmamasını isteyen sahabe bunları yazmış, kimileri de peygamberin yalan söz isnad edenin cehenneme gideceği sözünden korkmuş ve hadisleri yazmaktan çekinmişlerdir. Hadisler zamanla sıkıntısız bir şekilde yazılır olmuş ve bu konuda kitaplar ortaya çıkmıştır.
Hadislerin Senedi
Senet demek güvence demektir. Hadislerin senedi de hadisin güvencesi anlamına gelir. Bizlerden 1400 yıl önce yaşayan peygamberimizin sözlerinin bize güvenilir bir şekilde ulaşması için hadis ilmi alanında çalışmalar yapılmış ve bu çalışmalar sayesinde hadislerin güvenilirlikleri test edilmiştir. Hadislerin ravileri demek isnad zincirleri demektir. İsnad zinciri ise hadisin günümüze kadar hangi yolla ve hangi kişiler aracılığıyla geldiğini gösteren zincirdir. Hadislerin senedine bakılırsa ilk olarak sahabelerden, daha sonra onlardan sonrakiler ve daha sonra da onlardan sonrakiler gelir. Bu sayede hem kişilerin güvenilirlikleri hem de hadisin nasıl bir yola gelmiş olduğu açıkça ortaya koyulur. Sözüne güvenilmeyen bir kişinin rivayet ettiği hadis kabul edilmez. Bir hadisin hadis değeri kazanması için hem ravilerinin güçlü olması hem de Kuran’a ve bilindik şerri uygulamalara ters düşmemesi gerekir. Aksi takdirde bunun bir değeri olmayacaktır. Kuran’a ters düşmeyen ve isnad zinciri güçlü olan rivayetler hadis olarak değerlendirilirler.
Hadislerin Çatışması
Hadisler bazen çatışıyor ve birbiriyle çelişiyor gibi görülebilirler. Bu gibi durumlarda yapılması gereken şey hadislerin karşılaştırılması, Kuran’a uygunluklarının test edilmesi gerekir. Eğer bir hadis diğerine göre çok güçsüzse bir kıyas yapılmaksızın güçlü olan hadis alınır. Aynı zamanda âlimler bu konular hakkında farklı teknikler geliştirmişlerdir. Bu tekniklere göre kıyas yapıldığında da ya hadislerden birisi seçilir ya da mantıklı bir açıklaması bulunana kadar her iki hadiste rafa kaldırılır. Buna tevakkuf denir. Günümüze ulaşan birçok klasik hadis kitabı vardır ve bu kitaplar hadis ilmi için son derece değerlidirler. Eğer bunlardan birine sahip olmak ve bu kitaplardan birini okumak istiyorsanız Kütübü’s-sitte kitaplarını okuyabilirsiniz. Buradaki kitaplar en güvenilir hadis kaynakları olarak görülür ve kabul edilir.
Bir önceki yazımız olan Mezheplere Göre İmanın Yeri başlıklı makalemizde Mezheplere Göre İmanın Yeri hakkında bilgiler verilmektedir.