Categories: Allah C.C.

Şuunât-ı İlahiye ne anlama geliyor?

Şuunât, şe’nin çoğuludur. Şe’n için ‘hal, kabiliyet, istidat’ gibi mânâlar veriliyorsa da bunları İlâhî hakikatlere aynen uygulamak, insanı yanlış düşüncelere ve bâtıl hayallere götürebilir.

Nur Külliyatında, şuunât konusunda iki önemli açıklama görüyoruz.

Birisi: Hâlıkiyet, hâkimiyet, mâlikiyet… için şuunât denilmiştir. Yani, Allah, hâlıkiyet, mâlikiyet, rububiyet, rahîmiyet, rahmâniyet sahibi bir zâttır. Bütün bunlar Allah’ın şuunâtındandır.

Hâlıkiyeti misal alarak şöyle söyleyebiliriz:

Halk (yaratmak) bir fiildir. Hâlık (yaratıcı) isimdir. Hâlıkiyet (yaratıcılık) ise şe’ndir. “Allah vardı ve hiçbir şey yoktu.” (Buhârî, Megâzî, 67, 74; Tirmizî, Menâkıb, 3946.) hadisini düşünelim. Henüz hiçbir mahluk yokken, yine Allah’ın Hâlıkiyeti, yani yaratıcılık vasfı var idi. Ama Hâlık ismi, ancak mahlukatın yaratılmasıyla tecelli etmiş oldu.

Kâinat yaratılmadan da Allah bütün esmâya sahipti. Yani Rezzâk’tı, Muhyî idi, Mümît idi. Ama bu isimlerini kâinatı yaratmakla tecelli ettirdi.

Meselâ, Rezzak ismini düşünelim: Cenâb-ı Hak, daha sonra yaratacağı hayvanlara rızık olmak üzere bitkileri yarattı, sonra bu rızka muhtaç mahlukları yarattı ve bu ikincilerin, birincilerle beslenmelerinde Rezzak ismi tecelli etmiş oldu. Sadece bitkileri yaratsaydı da hayvanları yaratmasaydı, o ilk yaratılanlara rızık denilmezdi. Onlarda Hâlık, Mâlik, Musavvir gibi isimler yine tecelli ederdi ama Rezzak ismi tecelli etmezdi. Nitekim dünyamız böyle bir devir yaşadı. Bitkiler yeryüzünü kaplamıştı ama ortada bunları yiyecek hayvanlar yoktu. İşte o devirdeki bitkiler rızık değildiler, sadece ilâhî birer eserdiler.

Nur Risalelerinde, şuunâtla ilgili diğer önemli bilgi, ‘lezzet-i mukaddese, sürur-u münezzeh’ gibi ifadelerle dikkatimize sunulur. Bu ince ve derin hakikatleri, insan aklına bir derece yaklaştırmak için de bir misal verilir: Bir sultanın bütün muhtaç ve fakir raiyetini bir gemiye bindirdiği ve onları o gemide seyahat ettirerek her türlü ihtiyaçlarını gördüğü, yedirdiği, içirdiği anlatılır. Ve o sultanın, o muhtaç raiyetinin sevinmelerinden de bir haz duyduğu ifade edilir. Ve Allah’ın bütün canlıları bu dünya gemisinde yedirip içirmekten ve her türlü ihtiyaçlarını görmekten kendine has ve mahlukatın her türlü lezzet telakkilerinden münezzeh bir ‘lezzet-i mukaddesesi’ olduğu nazara verilir. İşte bu lezzet-i mukaddese ilâhî şuunâttandır.

Allah muhsinleri sever.” (Bakara Sûresi, 2/195)

Allah kâfirleri sevmez.” (Âli İmran Sûresi, 3/32)

Allah zalimleri sevmez.” (Âli İmran sûresi, 3/57)

gibi âyet-i kerîmeler de bize bu ilâhî şuunâtı ders verirler.

Bir önceki yazımız olan Allah'a imanın maddi ve manevi faydaları nasıl sınıflandırılmalıdır? başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

cennetinbahcesi

Share
Published by
cennetinbahcesi

Recent Posts

Creative Ways To Use Lighting In A Hallway Without Windows

Appendix J regulates the repair, renovation, alteration, and reconstruction of legally existing buildings and is…

2 sene ago

How to open the Windows 11 Snipping Tool with a keyboard shortcut to capture, edit, and save screenshots

Once you have taken a screenshot and used the native marking tools, if you want…

2 sene ago

Why won’t my Fitbit device sync?

Once the update is complete, your phone will restart. After the phone restarts, try to…

2 sene ago

How to Screenshot on Windows Take a Screen Shot on PC

Select one of the available restore points to do system restore in Safe Mode. It…

2 sene ago

Free Document Signing DocuSign Electronic Signature App

Stella has been working in MiniTool Software as an English Editor for more than 4…

2 sene ago

Best dating sites

Many local newspapers had online personals in the mid 1990s but were bought out by…

2 sene ago