Yanlış konuşanları tenkit etmek

Sual: Bazı hocalar, Vehhabilik, Mutezile benzer biçimde sapık mezheplerin yanında, İbni Teymiyye, M. Abduh, Ali Şeriati, M. İslamoğlu, Y. N. Öztürk, Z. Beyaz, A. Oktar, A. R. Demircan, H. Karaman, A. Bulaç benzer biçimde şahısları da tenkit ediyor. Tenkitlerinde, kiminin (Cehennem ebedî değil) söylediğini, kiminin mason Abduh’u övdüğünü, kiminin kendisini Mehdi sandığını, kiminin kaderi, mezar azabını ve şefaati inkâr ettiğini, kiminin Hristiyanları Cennete sokmaya çalıştığını, kiminin de, Kur’an-ı kerimdeki bazı âyetlere tarihsel söylediğini bildiriyor. Bu tenkitleri yerinde midir?
CEVAP
Dine aykırı konuşan kimseleri tenkit etmek, normal olarak yerindedir. Tenkit etmezse, o vakit kabahat işlemiş olur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ortalık karıştığı, yalanlar yazıldığı, âdetlerin ibadetlere karıştırıldığı ve Eshabıma dil uzatıldığı vakit, hakikatı bilenler her insana bildirsin! Allahü teâlânın, meleklerin ve tüm insanların laneti, hakikatı bilip de, gücü yettiği hâlde bildirmeyene olsun!) [Deylemi]

(Bid’atler yayılıp, sonrasında gelenler, öncekilere nalet etmiş olduğu vakit, hakikatı bilenler her insana söylesin! Söylemeyip gizleyen, Tanrı’ın indirdiği Kur’anı gizlemiş olur.) [İ. Asakir]

Bu hocalar, bu hadis-i şeriflerin gereğini yerine getirmeye çalışıyor. Aynı konuların bir kısmını özetlemek gerekirse bildirelim:
1- Hazret-i Mehdi gelmemiştir. Asla kimse kendinin yada hocasının Mehdi bulunduğunu söylemesi imkansız, bu sebeple Mehdi’nin birçok alametleri vardır. Bu alametler günümüzde asla kimsede yoktur. Hazret-i Mehdi’nin adı Muhammed, babasının adı Abdullah ve kendisi seyyid olacaktır. Gökten bir meleğin, (Bu Mehdi’dir) diyeceği hadis-i şerifle sabittir. Daha birçok alametleri vardır.

2- İmanın altı esasından biri kadere imandır. Kaderi inkâr eden kâfir olur. Alınyazısı hakkında birçok âyet-i kerime vardır. Birkaçının meali şöyledir:
(Yaptıkları minik büyük her şey, satır satır kitaplarda yazıldı.) [Kamer 52, 53]

(Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey, Ondan gizli saklı kalmaz. Bundan daha minik ve daha büyüğü de, apaçık kitaptadır.) [Sebe 3]

Birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Kadere inanmak, inanç esaslarındandır.) [Ebu Davud, Tirmizi]

(Kaderi inkâr edenin İslam’dan nasibi yoktur.) [Buhari]

(Kaderi inkâr edene, tüm peygamberler nalet eder.) [Taberani]

(Kadere, hayra ve şerre inanmayan inanç etmiş sayılmaz.) [Tirmizi]

3- Mezar azabını inkâr eden, Ehl-i sünnet olması imkansız. Bir hadis-i şerifte, (Mezar azabı haktır) buyuruldu. (Buhari)

İmam-ı a’zam hazretleri buyurdu ki: Mümin suresinin (Onlar, sabah akşam ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı günde, “Firavun hanedanını azabın en çetinine sokun!” denilecek) mealindeki 46. âyet-i kerimesindeki, sabah akşam görecekleri azap, Kıyametten öncedir. Âyetin devamında onların şiddetli azaba sokulacağı bildiriliyor. Birincisi mezar azabı, ikincisi Cehennem azabıdır. (El-Kavl-ül-fasl)

İmam-ı Gazali hazretleri de, (Bu âyet mezar azabını gösteriyor) buyurdu. (İhya)

İmam-ı Süyûti hazretleri, mezar azabıyla ilgili Şerh-us-sudur isminde müstakil bir yapıt yazarak, Buhari, Müslim ve öteki hadis kitaplarındaki mezar azabıyla ilgili hadis-i şerifleri nakletmiştir. Her hadis kitabında mezar azabı bildirilmektedir. Mezar azabını inkâr eden, tüm hadis kitaplarını inkâr etmiş olur. Ehl-i sünnetin haricinde kalır.

4- İbni Teymiyye benzer biçimde Cehennem ebedî değil denmesi, Kur’an-ı kerime aykırıdır. Birçok âyet-i kerimede Aden ve Cehennemin ebedî olduğu bildiriliyor. (Bekara 25, Âl-i İmran 116, Maide 85, Enam 128, Tevbe 68, Hud 107)

5- Ehl-i kitab olan Yahudi ve Hristiyanların Cennete gideceğini söylemek Kur’an-ı kerime de hadis-i şeriflere de aykırıdır. Bir âyet-i kerime meali:
(Normal olarak, ehl-i kitab [Yahudi ve Hristiyan] yada müşrik olan tüm kâfirler Cehennem ateşindedir, orada sonsuz bırakılırlar.) [Beyyine 6]

Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Beni duyup da, bana inanmayan Yahudi ve Hristiyan, Cehenneme girecektir.) [Müslim]

6- Kur’an-ı kerime tarihsel diyen, hükmü kalmadı diyen, Ehl-i sünnetten çıkmakla kalmaz, kâfir olur. Bir âyet-i kerime meali:
(Bugün, dininizi ikmal ettim. Size olan nimetlerimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim, beğendim, razı oldum.) [Maide 3]

İslamiyet’ten başka din aramak kâfirliktir. Tanrı başkasını kabul etmez. Bir âyet-i kerime meali:
(İslam’dan başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.) [Âl-i İmran 85]

7- Şefaati inkâr eden de Ehl-i sünnet olması imkansız. Şefaatle ilgili birkaç âyet-i kerime meali:
(O gün, kimse şefaat edemez. Sadece Rahman olan Tanrı’ın izin verdiği ve sözünden hoşlanılmış olduğu kimse şefaat eder.) [Taha 109]

(Rahman olan Tanrı’ın nezdinde söz ve izin alanlardan başkası şefaat edemez.) [Meryem 87] (Bu iki âyette, Allahü teâlânın izin verdikleri şefaat edecek, başkaları edemez diyor.)

(Tanrı’ı bırakıp da, taptığı putlar şefaat edemez. Sadece hak dine inanıp ona şahitlik eden kimseler şefaat eder.) [Zuhruf 86] (Putlar normal olarak şefaat edemez. Fakat hak yoldakilerin şefaat edeceği bu âyette de açıkça bildiriliyor.)

(Tanrı’ın izni olmadan kim şefaat edebilir?) [Bekara 255] (Bu âyet de Tanrı’ın izniyle şefaat edileceğini gösteriyor.)

(Tüm şefaatler Tanrı’ın iznine bağlıdır.) [Zümer 44] (Demek ki oldukca şefaat edecekler vardır ki, hepsi de Allahü teâlânın iznine bağlıdır.)

Şefaatin hak bulunduğunu bildiren oldukca hadis-i şerif var bir tanesi şöyledir:
(İmanla ölen günahkârlara şefaat edeceğim.) [Buhari, Müslim]

Tüm müfessirler, muhaddisler ve fakihler benzer biçimde, dört mezhep imamı da şefaatin hak bulunduğunu bildirmişlerdir. Tüm âlimlerin en büyüğü olan İmam-ı a’zam hazretleri, (Peygamberler, âlimler ve salihler, günahkârlara şefaat edecektir) buyurdu. (Fıkh-ı ekber)

Bir önceki yazımız olan Emr-i maruf ve cihad başlıklı makalemizde cihad ve maruf hakkında bilgiler verilmektedir.

Kontrol Et

Şık ve güzel giyinmek

Sual: Zenginin eski elbise giymesi uygun mudur?CEVAP Resulullah efendimiz, eski elbiseli birine, (Malın yok mu?) …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.