Anasayfa » Genel » Tefsir nedir, müfessir kime denir?

Tefsir nedir, müfessir kime denir?

Sual: Fıkıh bilimsel mi yoksa tefsir bilimsel mi mühim? Camideki kursa gidiyorum. Hocamız, lüzumlu inanç ve fıkıh bilgisini öğretmeden, (Tefsir dersleri yapacağız) diyor. Bir Müslümanın, ilkin tefsir mi öğrenmesi lazım?
CEVAP
Fıkhı bilmeden dine uymak mümkün olmaz. Şu sebeple dinin temeli fıkıhtır. İbni Âbidin hazretleri, (Fıkhı öğrenmek her Müslümana farz-ı ayndır) buyuruyor. (Redd-ül Muhtar)

Bu konudaki birkaç hadis-i şerif:
(Dinin temel direği, fıkıhtır.) [Beyhekî]

(İbadetlerin en kıymetlisi, fıkhı öğrenmek ve öğretmektir.) [İbni Abdilberr]

(Fıkıh bilmeden yakarma eden, karanlık gecede tamamlanmamış bina yapmış olup, düzeltmek için gündüz yıkana benzer.) [Deylemî]

(Âlimlerin en hayırlısı da fakihlerdir.) [İ. Maverdî]

(Tanrı, iyilik etmek istediği kulunu fakih yapar.) [Buhârî]

Kur’an-ı kerimin mânâsını, yalnız Muhammed aleyhisselam anlamış ve bildirmiştir. Tefsir, Resulullah efendimizin kutsal lisanından Sahabe-i kirama ve onlardan Tâbiîne, Tebe-i tâbiîne ve böylece bizlere kadar sağlam kaynaklarla gelen bilgilerdir.

Müfessir, kelam-ı ilahiden, murad-ı ilahiyi anlayan derin âlim anlamına gelir. İmam-ı Beydâvî hazretleri bunlardan biridir. Bu tefsir kitaplarını da anlayabilmek için, yirmi ana bilimsel, iyi öğrenmek gerekir. Ana ilimlerden biri, tefsir ilmidir. Bu yirmi ana ilmin kolları, seksen ilimdir. Türkiye’de ilk kere Kur’an tercümesini, Cihan Kitabevi sahibi Misak isminde Hristiyan bir Ermeni başlatmıştır. Maksat dinimizi bozmaktır. İmam-ı Gazâlî hazretleri, (Fâsık ve bid’at ehli, Kur’an’ın mânâsını anlayamaz) buyuruyor. (İhya) [Bid’at ehli, Ehl-i sünnet itikadında olmayan, mezhepsiz olan demektir.]

Tefsir, akla değil, nakle dayanır. Ehl-i sünnet âlimlerinin, Peygamber efendimizden ve Eshab-ı kiramdan alarak yaptıkları tefsirlere aykırı tefsir yazan, küfre düşer. Hadis-i şerifte, (Kur’an-ı kerimi kendi görüşüne bakılırsa tefsir eden kâfir olur) buyuruldu. (Deylemî, Mektubat-ı Rabbânî 1/234)

Tefsir, murad-i ilahiyi idrak etmek anlamına gelir. Kendiliğinden verdiği mânâ doğru olsa bile, meşru yoldan çıkarmadığı için, hata olur. Verdiği mânâ yanlışsa kâfir olur. (Berika)

Bir kimse, bir âyet-i kerimeyi tefsir ederken, yalnız kendi görüşüne, kendi aklına bakılırsa izahat yaparsa kâfir olur. İşte bu sebepten dolayı, peygamberler hariç, insanların en üstünü olmasına karşın, Hazret-i Ebu Bekir Sıddık, (Kur’an-ı kerimi kendi reyimle, kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler?) buyurmuştur. (Şir’a şerhi)

Namaz kılacak kadar sûre ezberledikten sonrasında, fıkıh bilgilerinden farz-ı ayn olanları öğrenmeli. Şu sebeple lüzumlu fıkıh bilgisini öğrenmek farz-ı ayndır. Her insana, işine bakılırsa, lüzumlu olan farz-ı ayn olur. Fakat hepsini öğrenmek, Kur’an’ı ezberlemekten daha iyidir. (Redd-ül muhtar)

Ehl-i sünnet itikadı, farzlar ve haramlar, fıkıh kitaplarından öğrenilir. Âlimler, bu fıkhî hükümleri âyet ve hadislerden çıkarmışlardır. (Hadika s. 324)

İmam-ı Şa’ranî hazretleri de buyuruyor ki:
Namazların kaç rekât bulunduğunu, rükû ve secdede okunacak tesbihleri, bayram ve cenaze namazlarının iyi mi kılınacağını, zekât nisabını, orucun ve haccın farzlarını, hukuk bilgilerini, Peygamber efendimizin açıklamaları olmadan Kur’an-ı kerimden idrak etmek mümkün değildir. İmran bin Hasin hazretleri, (Bizlere yalnız Kur’andan söyle!) diyen birine, (Ey ahmak, Kur’an-ı kerimden her şeyi idrak etmek mümkün mü? Sözgelişi namazların kaç rekât bulunduğunu bulabilir miyiz?) buyurdu. Hazret-i Ömer de, (Farzlar seferde kaç rekât kılınır? Kur’an’da bulamadık) diyenlere, (Allahü teâlâ bizlere Muhammed aleyhisselamı gönderdi. Biz, Kur’an-ı kerimde bulamadıklarımızı, Resulullah’tan gördüğümüz şeklinde yapıyoruz. O, seferde dört rekâtlık farzları, iki rekât olarak kılardı. Ikimiz de öyleki yaparız) buyurdu. (Mizan)

İslam’a, Kur’ana uymak, tefsir okumakla değil, sadece hak olan bir mezhebe uymakla olur. Mezhebe uymak da, o mezhebin doğru yazılmış bir ilmihâl kitabına uymakla olur. Bir kimse, Kur’andan, tefsirden anladığına uyarsa, İslam’a uymuş olmaz. Kur’an-ı kerimde her yargı var ise da, bu tarz şeyleri doğru olarak, sadece Resulullah efendimiz anlayıp açıklamıştır. Resulullah’a uymak farzdır. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(De ki: “Eğer Tanrı’ı seviyorsanız, bana tâbi olun!”) [Âl-i İmran 31]

(Ona tâbi olun ki, doğru yolu bulasınız.) [Araf 158]

Her Müslümanın dört hak mezhepten birine uyması gerekir. Uymayanın mülhid olacağını İmam-ı Rabbânî hazretleri Mebde ve Mead kitabında bildiriyor.

Dört mezhepten birine uymayan Ehl-i sünnetten ayrılır. Ehl-i sünnetten ayrılanın da sapık yada kâfir olacağı S. Ahmed Tahtavî hazretlerinin Dürr-ül-muhtar haşiyesinde yazılıdır.

Abdülgani Nablusî hazretleri de, (Bugün dört mezhepten başkasına uymak caiz değildir. Kur’an-ı kerimin mânâsını öğrenmek isteyen, Ehl-i sünnet âlimlerinin kelam, fıkıh ve ahlâk, kitaplarını okumalıdır) buyuruyor. (Hadika)

Doğru yazılmış bir ilmihâl okuyan, lüzumlu kelam, fıkıh ve terbiye bilgisini öğrenmiş olur. Farz-ı ayn olan bu detayları öğrenmeyip tefsir okumak, caiz değildir. Aslına bakarsanız tefsirden fıkıh bilgisi öğrenmek imkânsızdır. Cehenneme gidecekleri bildirilen 72 fırkanın âlimleri, tefsirlerden yanlış mânâ anladıkları için, sapıttılar. Âlimler sapıtınca, bizim şeklinde cahillerin tefsirden ne anlayabileceğimizi düşünmeliyiz!

Doğru yazılmış tefsirleri okuyanlar bu şekilde felakete düşerse, dinde reformcuların, mezhepsizlerin, bid’at ehlinin tefsirlerini okuyanın hâlinin oldukca daha fena olacağı aşikârdır.

O hâlde dinimizi doğru olarak yazılmış ilmihâllerden öğrenmek gerekir.

Bir önceki yazımız olan Meal okumak niye zararlıdır? başlıklı makalemizde okumak ve zararl hakkında bilgiler verilmektedir.

Kontrol Et

Şık ve güzel giyinmek

Sual: Zenginin eski elbise giymesi uygun mudur?CEVAP Resulullah efendimiz, eski elbiseli birine, (Malın yok mu?) …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.