Anasayfa » Genel » Televizyon ve radyo

Televizyon ve radyo

Sual: İslam Ahlakı kitabında, (Her çeşit çalgıyı yada başka günahları, radyodan yada TV’den dinlemek haramdır. Kendi dinlemese dahi, bu tarz şeyleri evinde bulundurmak da haramdır. Helale de, harama da beraber sebep olan şeyi eve sokmak caiz değildir) deniyor. Buna bakılırsa bilgisayar da, hem helale hem harama sebep oluyor. Radyo ve TV benzer biçimde, bilgisayarı da eve sokmak caiz değil midir?
CEVAP
Orada bir incelik vardır. Günah da, sevab da işlenebilecek aleti değil, günah işlenecek olan, doğrusu günah işlemek gayesiyle bir aleti eve sokmak caiz olmaz. Günah işlenmeyen aletin suçu, günahı olmaz. Bilgisayarla, günah olan işler yapılıyorsa, o vakit o bilgisayarı evde tutmak caiz olmaz. Radyo ve TV’de günah olan bir şey yapılmıyorsa, bunların da, evde bulunmasının mahzuru olmaz.

Kumanda elimde
Sual: Bazıları, (Evde TV’nin ziyanı olmaz. TV’ler ne kadar fena gösterim yaparsa yapsın, kumanda elimizde olduğundan, fena sahne ulaşınca kapatırız, iyilerini açarız) diyorlar. Zararı dokunan TV’leri seyretmek yanlış değil mi?
CEVAP
TV, bir bıçak benzer biçimde, tabanca benzer biçimde güçlü bir silahtır. Silahla yararlı oldukça iş yapılır. Bu yararlı alet, düşmanın eline geçerse, bizlere oldukça ziyanı olur. Düşman silahı bu şekilde fena bir işte kullandığı için, (Tabanca kötüdür) denemez. Silahı, suçsuz bir hiç kimseye karşı kullanmak günah iken, harpte düşmanlara karşı kullanmak oldukça sevabdır. Silahı fena işte kullananlar kötülenir. Çağıl silahların müdafaada büyük görevi olur. Bu silahlar anarşistlerin yada başka düşmanların eline geçerse, çeşitli katliamlara girişebilirler. İşte TV’ler de böyledir. İyilerin elinde bulunursa, insanlığa büyük hizmetleri olur. Kötülerin elinde olursa insanlığa büyük zararları olur.

İnternet, radyo, TV ve filmler, iyi insanoğlu tarafınca hazırlanmış olur, Allahü teâlânın razı olduğu şeyleri bildirir, İslamiyet’in önemini, terbiye, tecim, sanat, fabrikaların emek harcaması, zamanı vakalar benzer biçimde din ve dünya detayları verirse, bu tarz şeyleri seyretmek ve dinlemek günah olmaz. Yararlı kitap ve mecmua okumak benzer biçimde, her Müslüman’a lazım olur.

Şimdi web ile Avrupa, ABD ve öteki kıtalardan, mesajlar geliyor. Çeşitli sualler soruyorlar. Anında cevaplandırma imkânı oluyor. Hakkaten büyük hizmetlere vesile oluyor. Yabancılardan, Hristiyanlardan da e-mail gelmektedir.

Görmeyen vatandaşların, radyo ve TV’deki din bilgilerinden, duymayan vatandaşların da, gazetelerden istifade etmeleri oldukça düzgüsel değil midir?

Dine hizmet için, teknik imkânlardan, her çeşit çağdaş vasıtalardan yararlanmak şarttır. Cihada hazırlanmayıp, yeni vasıtaları kullanmadan meydana getirilen duaları Allahü teâlâ kabul etmez. Duanın kabul olması için, ilkin sebeplerine yapışmak gerekir. Düşman atom bombası kullanırken, tüfekle karşı konmaz.

Düşman, her çeşit vasıtayla dini yıkmaya çalışırken, dine hizmet için gazete, radyo ve TV’yi kullandırmamak, internetten istifade ettirmemek düşmanın ekmeğine yağ sürmektir.

TV ve video iyi bir eğitim vasıtasıdır, demiştik. Sözgelişi namazın iyi mi kılınacağını uygulamalı olarak göstermek oldukça iyi olur. Fakat namaz kılan imamın filmini alıp, imam yerine ekrandaki bu görüntüye uymak caiz olmaz. Bunun benzer biçimde, ezan okuyan müezzinin filmini videoya alıp, zaman ulaşınca videodan ezan okutturmak da caiz olmaz. Şundan dolayı TV ekranındaki fotoğraf, müezzinin kendisi değil, görüntüsüdür. TV’deki ses de, müezzinin bizzat kendi sesi değil, benzeridir.

Gösterilen filmin bir sahnesinde, dinle alay eden bir şey olsa, bunu seyreden Müslüman da buna isteyerek gülse, o Müslümanın imanı gider. Ek olarak dine aykırı hususlar, müstehcenlik, iyi bir şey benzer biçimde gösterilmeye devam edilirse, ister istemez seyircilerin beyni menfi yönde yıkanır. Küçüklere ise ziyanı daha çok olur.

(Kumanda elimdedir, fena sahne ulaşınca kapatırım) demek yanlıştır. Zaman içinde insan bunlara alışır, düzgüsel hâle gelir. Şu diziyi, bu diziyi seyredeyim derken dizilerdeki yanlış, fena olan şeyleri de ister istemez seyrederiz.

Kırk yıl kadar ilkin TV yeni çoğalmaya başlamıştı. Komşu bir kadın dedi ki: Ailece TV seyrederken uygunsuz görüntüler, öpüşmeler falan olunca biz başka odaya geçerdik, kayınpeder seyretmeye devam ederdi. Zaman içinde hepsine alıştık. Her sahneyi ailece, birlikte seyretmeye başladık.

Bu bakımdan, kumanda elimde demek yanlıştır. Bir kanaldan çıkıp, başka kanala girilir.

Toplumsal medya
Sual:
Toplumsal medya zararı olan mıdır? Bir başkan, (İyi kimseler de Twitter’a girsinler, yıkıcıların ziyanı önlensin) diyor. Tüm iyiler Twitter’a girse, kötülerin zararını önlemek mümkün müdür?
CEVAP
Ilkin, medya zararı olan mıdır, ona bakalım. Her çeşit medya, bıçak gibidir, etkili bir silahtır. Bıçakla iyi işler yapılırsa yararlı olur. Bıçak, düşmanın eline geçerse, gözümüzü oyar, gırtlağımızı kesebilir. Düşman, bıçağı, bu şekilde fena bir işte kullandığı için (Bıçak fena alettir) denmez. Bıçağı, fena işte kullananlar kötülenir.

Çağıl silahların savunmada büyük görevi olur. Bu silahlar teröristlerin yada yıkıcı çapulcuların eline geçerse, çeşitli vakalara girişebilirler. İşte medya da böyledir. İyi kimseler kullanırsa, büyük hizmetleri olur. Kötüler kullanırsa insanlığa büyük zararlar verirler.

Nitekim bu yolla senelerdir birçok provokasyonlar, hattâ darbeler yaptılar. Şimdi hâlâ kışkırtıcı yayınlar yapılıyor. O eski günleri şahsen hatırlıyorum. Menderes iktidarda iken, (Talebeler kıyma makinesinden geçiriliyor. Polis, halkın üzerine kurşun yağdırdı. Yüzlerce insan öldü, yüzlerce de yaralı var) deniyordu. Dikta bir iktidarın olduğu söylenerek, alaşağı edilmesi isteniyordu. Sonunda fena emellerine kavuştular.

Bu bölücü medya, yıkımına durmadan devam etti. Keçisi çalınan müftüye, (Keçi çalan müftü) dedi. Bar çalıştıran bir kadın, başını kapatarak, (Müftü karısıyım) diyerek hükümete hücum etti. Fena kimseler bunu sağa sola yollayarak, ortalığı karıştırmaya çalıştılar.

Sayın başkanın söylediği benzer biçimde, binlerce iyi kimse, Twitter’a girse ne meydana getirecek? Hâlbuki birkaç yüz provokatörün kışkırtmaları yüzünden ortalığı harp alanına döndürebilirler. Bunu oldukça yakında gördük. (Polis oldukça sayıda insan öldürdü, haydi yaralılara kan vermeye koşalım) dediler. Yabancı ülkelerdeki halkı döven polisleri Türk polisi olarak lanse ettiler. Yayımladıkları videolarda, çapulcuların, yakıp yıktıkları bölgeleri göstermeyip polisin biber gazı sıktığını gösterdiler. (İktidara karşı halk tepkisini gösterdi) diyerek yalan dolanla gençlerin tansiyonunu yükselttiler. Hattâ iktidarı desteklemek için meydana getirilen mitingi bile iktidara karşı olarak gösterdiler.

Bu durumu gören iyi kimseler, Twitter’da ne yapabilir? Bir tek bunların yalan bulunduğunu söyleyebilir, bir ihtimal onların kendileri de, bu yalanların tesiri altında kalabilirler. Şundan dolayı uydurma isimlerle yağmur benzer biçimde tweet yağınca, insan kendi yalanına bile inanır.

Bir çapulcu, birkaç saat içinde oldukça yer yakıp yakar, bir ormanı kısa zamanda kül edebilir, fakat o ormanı tekrardan yapmak için yılların geçmesi lazım. Yıkmak kolay, yapmak zor olsa gerek. Meşhur bir söz vardır:
(Süleymaniye Camisi’ni birkaç çapulcu, bombayla yada başka aletlerle kısa zamanda yıkabilir. Fakat onu tekrardan yapmak için bir Sinan, bir de Süleyman lazımdır.)

Bir deli bir kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz.

İyi kimsenin Twitter’da görevi oldukça azca olur. Müslüman kimse, provokatörlerden yüz kat daha yürekli olsa da, yalan ve kara çalma edemez, (Bölücüler yalan söylüyor) demekten başka şey elinden gelmez. Fakat bölücüler, tutmazsa da iz bırakır diye, durmadan sağa sola balçık atarlar, önlerine gelen her şeyi yakıp yıkarlar.

Bu işler karşı atakla önlenemez. Yalan yazanlara, tahrik edenlere, halkı kışkırtanlara, provokatörlük yapanlara, yakıp yıkanlara caydırıcı ağır cezalar vermekle büyük seviyede önlenir.

Radyo dinlemek, televizyona bakmak
Sual: Radyo dinlemenin, televizyona bakmanın, film izlemenin dinimiz açısından herhangi bir mahzuru var mıdır?
Yanıt:
Radyo, beyaz perde, tv, birer neşir, gösterim vasıtasıdır. Kitap, gazete, mecmua gibidir. Bunlar, tabanca benzer biçimde, birer araç, birer alettir. Tabancayı, kabahatsiz, günahsız, zararsız bir hiç kimseye karşı kullanmak günahtır. Harpte, düşmana karşı kullanmak ise, oldukça sevaptır. Görülüyor ki, tabanca kullanmak, hep günahtır demek yada devamlı sevaptır diye kestirip atmak, doğru değildir. Bunun benzer biçimde, radyo ve filmler, iyi insanoğlu tarafınca hazırlanmış olur, Allahü teâlânın beğenmiş olduğu şeyleri bildirir, İslâmiyetin faydalarını, terbiye, tecim, sanat, fabrikaların emek harcaması, tarih vakaları, askerlik benzer biçimde din ve dünya detayları verirse, bu şekilde radyoyu dinlemek, bu şekilde filmleri ve televizyonları görmek, seyretmek günah olmaz, mubah olur. Yararlı kitap ve mecmua okumak benzer biçimde, her Müslümana lazım olur. Fakat bunlar, din düşmanları, ahlaksızlar tarafınca hazırlanmış olur, haram, çirkin, şarkılar, çalgılar bulunursa ve zararı olan şeylerin propagandası yapılırsa, bu şekilde radyoları dinlemek, televizyonları görmek ve bu şekilde film gösterilen sinemalara gitmek caiz olmaz. Bu şekilde olan gazete ve kitapları, romanları okumak benzer biçimde, haram olur. Hadîka ve Berîkada deniyor ki:
“Def, tanbur ve her nevi, çeşit çalgıyı evinde, dükkânında bulundurmak, kendisi kullanmasa bile, satmak, armağan, ariyet, kiraya vermek günahtır.”

Mubah ile günah karışık olursa ve radyoda, televizyonda, filmimizde yada bunların görüldüğü, dinlenmiş olduğu yerde, haram şeyler var ise, günaha girmemek için mubahı, hatta sevabı terk etmek lazım olur. Nitekim, müminin davetine gitmek sünnet olduğu hâlde, haram bulunan davete gitmemeli, haramdan, mekruhtan sakınmak için sünneti terk etmelidir.

Bir önceki yazımız olan Çocuklara oyuncak bebek almak başlıklı makalemizde almak, bebek ve ocuklara hakkında bilgiler verilmektedir.

Kontrol Et

Şık ve güzel giyinmek

Sual: Zenginin eski elbise giymesi uygun mudur?CEVAP Resulullah efendimiz, eski elbiseli birine, (Malın yok mu?) …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.