Anasayfa » cennetinbahcesi

cennetinbahcesi

Allah’ın ezeli ve ebedi oluşunu nasıl anlamak ve bilmek gerekiyor?

“Allah”, denildi mi ezelî ve ebedî olan, bütün sıfatları sonsuz kemalde bulunan Ehad ve Samed bir zat anlaşılır. Böyle bir zat ise yaratılmaktan münezzehtir. Zira yaratılan her şey hadistir (sonradan olmuştur), fanidir (varlığının bir sonu vardır) ve bütün sıfatları sınırlıdır. Allah doğmak ve doğrulmak gibi mahluklara ait sıfatlardan uzaktır. Çünkü onun ne başlangıcı, ne de sonu vardır. Evet o, vardı ve ondan başka hiçbir şey yoktu. …

Devamını oku »:

Cansız varlıklar da Allah’ı zikreder mi?

Dua kulluğun simgesi ve başlı başına bir ibadet olduğuna göre, sadece insana has bir olgu değildir. Bu yönüyle kainattaki bütün mahlukat onunla ilgilidir. Toprağın bağrına atılan bir tohum, çatlamak, başını topraktan çıkarmak ve güneşe doğru filizlenmek için dua eder. Ama biz onun dilini anlamayız. Yumurtaları üzerinde yatan kuş, yavruları için dua eder. Ama kendi lisanında. Ağaçlar, mevsimi geldiğinde meyve vermek …

Devamını oku »:

Allah’ın mahiyeti, insan aklıyla anlaşılabilir mi?

Öncelikle, şurası iyi anlaşılmalıdır ki, bir şeyin varlığını bilmek ayrıdır, mahiyetini bilmek ayrıdır. Kâinatta bir çok şey vardır ki; akıl onların varlıklarını apaçık bildiği hâlde mahiyetlerini kavrayamamaktadır. Mesela insan, bir fizik kanunu olan yerçekimini bildiği ve hatta o kanuna tabi olduğu hâlde, onun mahiyeti hakkında hiçbir fikir sahibi değildir. Annenin, evladına sarılmasıyla varlığını anladığımız şefkat hissinin, nasıl bir his olduğu konusunda yine hiç kimse …

Devamını oku »:

Zat-ı İlahi, Lafza-i Celal, şuunat, sıfât, esma ve ef’al kavramlarını nasıl açıklayabiliriz?

Zât-ı İlâhi: “Cenâb-ı Hakk’ın, bütün sıfatları, fiilleri, isimleri sonsuz kemalde bulunan ve her türlü noksanlıktan münezzeh bulunan Zâtı.” “İzzet sahibi Rabbin onların isnad etmekte oldukları vasıflardan yücedir, münezzehtir.” (Saffat, 37/180) Bazı kimseler Cenâb-ı Hakk’ın kudsî zâtı hakkında bir takım sorular ortaya atıyor, asılsız ve temelsiz tahminler yürütüyorlar. Bunu yapanlar, daha çok, itikadı zayıf, fikri sönük, kul olduğundan gafil ve ameli noksan kimseler. …

Devamını oku »:

“Allah affedicidir” diyerek günah işlesek ve ardından tövbe etsek bizim için yeterli olur mu?

Bazı kimseler, alenen, sıkılmadan ve daha kötüsü, seve seve günah işlemekte ve sırası geldiğinde de kendilerini teselli sadedinde, “Allah Gafur ve Rahîm değil mi?” demekteler. Halbuki, Gafur ve Rahîm olan Allah’a isyandan sıkılmak gerekmez mi? İsterse hiç de azap etmesin, cehennemine atmasın. Kaldı ki, bir kulun af ve mağfirete ermesi için bir takım şartlara uyması gerek. Gafur ve Rahîm isimleri, isyanını alenen ve severek işleyenlerden çok, yaptığı günahtan vicdanen rahatsız olan, …

Devamını oku »:

Deistler ve deizm nedir?

Deizm, Yaratanın varlığını ve âlemin ilk sebebi olduğunu kabul etmekle birlikte, akla dayalı bir tabii din anlayışı çerçevesinde peygamberliği, ahireti şüphe ile karşılayan veya inkâr eden felsefî ekolün adıdır. Bu düşünceye sahip olanlara da deist denilmektedir. Soruda geçen konunun anlaşılması için ciddi bir altyapıya ihtiyaç vardır. Bu sebeple konuyu kısa birkaç satırda özetlemek gibi bir imkânımız yoktur. Çünkü, bu konunun …

Devamını oku »:

Allah’ın fiili isimleri nelerdir?

İlâhî isimlerden bir kısmı, fiilî isimlerdir. Yani, bu isimler bir fiile dayanırlar. Bazıları ise fiilî değildirler. Meselâ, Vahid ismi Allah’ın birliğini ifade eden bir isimdir ve herhangi bir ilâhî fiile dayanmaz. Kadîm ismi de öyle, o da Allah’ın evveli olmadığını ifade eder ve hiçbir fiile dayanmaz. Fakat, meselâ, Müzeyyin ismi tezyin (süsleme) fiilinden gelmektedir. Keza Musavvir ismi de tasvir (suret verme, şekillendirme) fiiline dayanır. Cenâb-ı …

Devamını oku »:

“Allah’ın varlığı, zatının icabıdır.” sözü ne anlama gelir?

“ALLAH’ın varlığı zatının icabıdır.” demek, Allah’ın varlığının dışarıdan herhangi bir sebebe ihtiyaç duymamasıdır. Örneğin bir çocuğun varlığı anne-babaya muhtaçtır. Bir ağacın varlığı bir çekirdeğe muhtaçtır. Fakat Allah’ın varlığı, ezelîdir; önü yoktur. Onun olmadığı bir zaman düşünülemez. Zaman ve mekânı da o yarattığına göre, onun varlığı zaman ve mekân üstüdür ki, bunun manasını,  “Allah vardı, onunla birlikte hiç bir şey yoktu.” (Buharî, Bed’u’l-halk, …

Devamını oku »:

Allah´a şirk koşmak neden yedi büyük günah içinde zikredilmiştir? “Şirk karıncanın ayak sesinden bile gizlidir.” hadisi ne anlatmaktadır?

Şirk, yedi helak edici günahların başına konulmuş bir günah olmakla beraber, o bir küfürdür. Bu sebeple, “Bu yedi günah insanı dinden çıkarmaz ama fasık olur.”isabetli değildir. Bu ifade daha çok şirkin dışındaki günahlar için kullanılır. “Büyük günah işleyenler imandan çıkmaz.” şeklindeki ehl-i sünnetin kabul ettiği prensip, şirk yani küfrün dışındaki büyük günahlar için geçerlidir. Küfür ve şirk de bir günahtır, ama “günah” kavramı …

Devamını oku »:

Allah’ın zamandan münezzeh olması ne anlama gelmektedir?

Allah’ın hem zâtı ezelî hem de sıfatları... Bizim ise zâtımız ve sıfatlarımız sonradan yaratılmış… Elbette biz onun ne zâtını ne de sıfatlarını lâyıkıyla bilemeyiz, ezelî ve zamandan münezzeh oluşunu hakkıyla kavrayamayız… Nasıl kavrayabiliriz ki, henüz zamanın ne olduğunu bile anlamış değiliz!.. Zaman nedir? Nasıl bir şeydir? Aynı anda o nehir içinde her şey akıyor, ama niçin her birine farklı tesirleri …

Devamını oku »: