Doğru iman bilgileri>Allah’a iman>Allah’ın isimleri ve sıfatları – Cennetin Bahçesi http://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Thu, 11 Apr 2019 16:30:18 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.7 110917297 Allah hayâ eder mi? http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/11/allah-haya-eder-mi/ http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/11/allah-haya-eder-mi/#respond Thu, 11 Apr 2019 16:30:18 +0000 Allah’a iman>Allah’ın isimleri ve sıfatları]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5240

Sual: Hayâ etmek, utanmak anlamına gelir. Utanmak, komik olacak bir duruma düşmekten korkmak, sıkılmak, utangaç olmak, çekinmek benzer biçimde mânâlara geldiğine nazaran, (Allah utanır demek) caiz midir? Allah kimden çekinecek, kimden korkup sıkılacak?
CEVAP
Allah’ın hayâ etmesiyle insanların hayâ etmesi farklıdır. İnsanın hayâ etmesi, sıkılmak, çekinmektir. Fakat Allah’ın hayâ etmesi, o işi, keremine, ihsanına yakıştırmamaktır. Örnek olarak insanların görmesiyle, işitmesiyle ve bilmesiyle Allah’ın görmesi, işitmesi ve bilmesi oldukça farklıdır. Allahü teâlânın görmesi, ezelî ve ebedîdir. Daima, her şeyi görür. Vasıtasız, aletsiz sürekli görür. İnsanın görmesi bu şekilde değildir, oldukça sınırlıdır. Allah’ın görmesi gözle, işitmesi kulakla değildir. Geçmişi, geleceği, olmuşu ve olacağı, gizli saklı açık her şeyi bilir ve görür. Görmesine hiçbir şey perde olması imkansız. Bunun için Allah’ın hayâ etmesiyle insanların hayâ etmesi oldukça farklıdır, bir tek isim benzerliği vardır.

Hayâ etmekle ilgili bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Ey inanç edenler! Peygamberin evine çat kapı girmeyin ve yemeğe izin verilmedikçe de girmeyin! Çağrılırsanız gidin! Yiyecek yenince de derhal dağılın! Sohbete de izinsiz gitmeyin! Bundan dolayı bu hâliniz Resulümü üzüyor, fakat hayâ etmiş olduğu, kısaca utandığı için size söyleyemiyor. Fakat Allah, gerçeği söylemekten hayâ etmez.) [Ahzab 53]

Hayâ etmekle ilgi hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(Allahü teâlâ, oldukça hayâ ve kerem sahibidir. Kendisine oluşturulan elleri boş çevirmekten hayâ eder.) [Tirmizî, Hâkim]

(Allahü teâlâ buyurdu ki: Habibimin isminde olan Müslümana azap etmeye hayâ ederim.) [Taberanî]

(Cennete gidecek bir mümin ölünce, Allahü teâlâ, onun cenazesini taşıyana, arkasından gidene ve onun namazını kılana azap etmekten hayâ eder.) [Deylemî]

(Allahü teâlâ, İslamiyet’te yaşlanan kuluna azap etmeye hayâ eder.) [Hatîb]

(Allahü teâlâ buyuruyor ki: İhtiyarlık benim nurumdan bir nurdur. Muhakkak ki, ben nuruma narımla azap etmekten hayâ ederim.) [Ebu-ş-Şeyh]

(Allahü teâlâ, bir kavmi, bir topluluğu mağfiret etmiş olduğu hâlde, onların içinden biri mağfiret etmemekten hayâ eder.) [Ebu-ş-Şeyh]

(Allahü teâlâ buyurdu ki: Ben hayâ ederim, kulum bana elini kaldırır da ben onu iyi mi boş çevireyim?) [Hâkim]

(Allahü teâlâ, buyurdu ki: Bir kulumun bedenine, çocuklarına yada malına bir musibet verdiğimde, bunu güzel bir sabırla karşılarsa, Kıyamet günü onun için bir mizan kurmaktan yada bir hesap defteri açmaktan hayâ ederim.) [ Hakîm-i Tirmizî]

(Allah, oldukça hayâ sahibi ve oldukça ayıp örtücüdür. Utananı ve örtünmeyi sever. O hâlde yıkanırken avret yerinizi örtün!) [Ebu Davud]

Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâ, yemin ederek, “Müslüman olarak ihtiyarlayana azap etmekten hayâ ederim” buyurdu) dedikten sonrasında, kendisinin ağlamış olduğı görüldü. Sebebi sorulunca, (Allahü teâlâ, kendisine azap etmekten hayâ etmiş olduğu hâlde, Ondan hayâ etmeyip isyan eden için ağlıyorum) buyurdu. (Beyhekî, Hatîb])

(Bilesiniz ki Allah gerçeği söylemekten hayâ etmez.) [Tirmizî]

(Oldukca dostunuz olsun; bundan dolayı Rabbiniz kerimdir. Kıyamette dostları içinde bulunan kuluna azap etmekten hayâ eder.) [Şir’a şerhi]

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/11/allah-haya-eder-mi/feed/ 0 5240
(Allah gaybı bilmez) diyorlar http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/11/allah-gaybi-bilmez-diyorlar/ http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/11/allah-gaybi-bilmez-diyorlar/#respond Thu, 11 Apr 2019 11:29:20 +0000 Allah’a iman>Allah’ın isimleri ve sıfatları]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5239

Sual: Bid’at ehlinin bir kısmı, kerameti inkâr ediyorlardı, bir kısmı da olağanüstü nimetleri inkâr edip, (Gaybı Tanrı’tan başka kimse bilmesi imkansız) diyorlardı. Bazıları, daha da ileri giderek, (Tanrı da gaybı bilmez) demeye başladı. Sanki Kur’ana inanıyorlarmış şeklinde, (Âl-i İmran 140, Tevbe 16 âyetleri delilimizdir. Tanrı da ileride olacak şeyleri, gaybı bilmez) diyorlar. Tanrı’ın gaybı bildiğine dair açık âyetler yok mudur?
CEVAP
Elbet vardır, hem de çoktur. Sadece ilkin ateistlerin benzer düşüncelerini bildirelim. (Tanrı, insanların Cennete yada Cehenneme gideceğini bilmiyor ki, dünyada onları sınav etme gereği duymaktadır. Bilseydi normal olarak imtihana gerek kalmazdı) diyorlar. Ateistler, bunu Tanrı’a inandıkları için değil, bir ihtimal yanıt veremezler diye, Müslümanları zor durumda bırakmak için soruyorlar. Ilkin ateistlere, sonrasında reformistlere yanıt verelim:
Allahü teâlâ, sınav etmeden de kullarının ne yapacağını, hangi günahları işleyeceğini normal olarak bilir. İmtihanı kendisi için yapmıyor, insanoğlu için yapıyor. Sözgelişi Allahü teâlâ, ateiste, (Ben biliyorum ki, sen aslına bakarsanız inanmayacaktın, onun için seni Cehenneme attım) deseydi, ateist, (Suçum yokken, sınav edilmeden, beni cezalandırmak adaletsizliktir. Beni dünyaya gönderin, iyi ameller işleyeceğim) demez miydi? Ateistin ve öteki kâfirlerin bu şekilde diyememeleri için, onlar dünyaya getirilmiş, onlara akıl verilmiş, iyi ve fena yol gösterilmiştir. Böylece itiraz edecekleri bir mazeret bırakılmamış oluyor.

Peki gayb nedir? Bunu da bildirelim: Kaybolmuş, saklanmış yada yeri bilinmeyen varlıkları, binlerce yıl ilkin nelerin olduğu, binlerce yıl sonrasında nelerin olacağı [mesela Kıyametin ne zaman kopacağı] şeklinde hususlardan duygu organlarıyla, hesapla, kitapla, tecrübeyle yada herhangi bir alet vasıtasıyla anlaşılmayan şeylere gayb denir. İşte bu gaybı sadece Tanrı bilir. Kur’an-ı kerimde, Allahü teâlâ için (Âlim-ül-gayb) ve (Allâmül-guyûb) ifadeleri geçer. Birincisi (Gaybı bilen), ikincisi de (Gaybları en iyi bilen) anlama gelir. Hâşâ gaybı bilmeyen iyi mi ilah olur?

Bu konudaki birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(De ki: Gaybı bilmek Tanrı’a mahsustur.) [Yunus 20]

(Tanrı’ın, gaybları en iyi bilen bulunduğunu hâlâ anlamadılar mı?) [Tevbe 78]

(Göklerin ve yerin gaybı Tanrı’a aittir.) [Hud 123, Nahl 77]

(De ki: Göklerde ve yerde gaybı Tanrı’tan başka bilen yoktur.) [Neml 65, Hucurat 18]

(Gaybın anahtarları, Tanrı’ın katındadır. Onları sadece Tanrı bilir. Karada ve denizde ne var ise hepsini O bilir. O’nun bilimsel haricinde bir yaprak dahi düşmez. Yerin karanlıkları içindeki tek tane, yaş ve kuru her şey Tanrı’ın ilmindedir.) [Enam 59]

(Tanrı size gaybı bildirmez, fakat dilediği resulüne bildirir.) [Âl-i İmran 179]

(Tanrı gayba kimseyi muttali kılmaz, sadece dilediği resul müstesnadır.) [Cin 26, 27]

(Kıyametin ne süre kopacağını sadece Tanrı bilir.) [Lokman 34]

Gaybın en önemlilerinden biri de kalblerden geçen düşünceleri bilmektir. Allahü teâlânın kalblerden geçenleri bildiğine dair birçok âyet-i kerime vardır. Birkaçının meali şöyledir:
(İnsanı ben yarattım ve nefsinin kendisine fısıldadığını [ne düşündüğünü] bilirim. Ben ona şah damarından daha yakınım.) [Kaf 16]

(Tanrı onların kalblerinin gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir.) [Neml 74]

(Elbet Tanrı kalblerin içindekini hakkıyla bilir.) [Âl-i İmran 119]

(Allahü teâlâ, kalblerinizde ne var ise hepsini bilir.) [Âl-i İmran 154]

(Onlar, ağızlarıyla, kalblerinde olmayanı söylüyorlardı. Hâlbuki Tanrı, onların kalblerinde gizlediklerini normal olarak bilir.) [Âl-i İmran 167]

(Onların kalblerinde olanı Tanrı bilir.) [Nisa 63]

(Tanrı kalblerde olanı bilir.) [Enfal 43, Zümer 7, Tegabün 4]

(Tanrı kalblerde olanı bilendir.) [Hud 5]

(Gizli saklı yada açık konuşsanız da fark etmez; O, kalblerde olanı bilir. Yaratan asla bilmez mi?) [Mülk 13, 14] (Bu âyetin tefsirinde bildirildiğine nazaran, müşrikler birbirine, “Aman yavaş konuşun, Muhammed’in tanrısı işitmesin” derlerdi. Şundan dolayı Allahü teâlâ vahiyle onların tüm gizemini, gizli saklı konuşmalarını Resulullah’a bildirirdi, bu sırları meydana çıkınca, “Yavaş konuşalım” derlerdi. (Celaleyn, Medarik)

Demek ki mezhepsizler, bu kadar âyet-i kerimeyi inkâr edecek hâle gelmişlerdir. Kur’ana inanmadıkları hâlde, sanki inanıyormuş görünen reformistlerin bildirdikleri âyet-i kerimelerin mealleri şöyledir:
(Eğer siz [Uhud’da] bir yara almışsanız, [size düşman olan] o topluluk da [Bedir’de] aynı bir yara almıştı. Böylece biz, Tanrı’ın gerçek müminleri ortaya çıkarması ve içinizden şahitler edinmesi için, bu günleri kimi zaman lehe, kimi zaman de aleyhe döndürürüz [mağlubiyeti de, galibiyeti de biz veririz.] Tanrı, zulmedenleri sevmez.) [Âl-i İmran 140]

(Tanrı’ın, içinizden [ihlasla] cihad edenleri ve Tanrı’tan, Resulünden, müminlerden başka hiç kimseye sığınmayan ve başkaca sığınacak bir yer aramayanları ortaya çıkarmadan, sizi kendi hâlinize bırakacağını mı [Allah’ın bunları bilmediğini mi] sanıyorsunuz? Tanrı yaptıklarınızdan haberdardır.) [Tevbe 16]

Reformistlerin görüşleri, ateistlerin, (Tanrı her şeyi biliyorsa bizi niye sınav ediyor? Demek ki her şeyi bilmiyor) demelerine benziyor. Yukarıda açıkladığımız şeklinde, Allahü teâlâ, sınav etmeden de kullarının ne yapacağını, hangi günahları işleyeceğini normal olarak bilir. İmtihanı kendisi için yapmıyor, insanoğlunun ne yaptığını bizzat kendisinin görmesi için yapıyor. Melekler, meydana getirilen işleri, tâbiri caizse videoya alıyorlar, böylece şahitler çoğalıyor. Yaptıklarını inkâr edecek durum kalmıyor. Mezhepsizlerin bildirdiği Âl-i İmran sûresinin 140. âyet-i kerimesinde de, gerçek müminlerin bizzat kendilerince ve öteki insanlarca da bilinmesi için, Allahü teâlâ savaşı kimi zaman kazandırıyor, kimi zaman kaybettiriyor.

Tevbe sûresinin 16. âyet-i kerimesinde, muharebeye katılıp Tanrı için cihat edenlerle etmeyenlerin bizzat kendilerince ve öteki insanlarca da bilinmesi için savaşı emrediyor. Sonunda da, (Tanrı yaptıklarınızdan haberdardır) buyuruyor. Şu demek oluyor ki Tanrı sizin hâlinizi biliyor. Bu hâlinizi kendinizin ve öteki insanların da bilmesi için muharebeye gitmenizi emrediyor. Mezhepsizlerin, hâşâ Tanrı bu durumları bilmediği için, bu durumları öğrenmek maksadıyla savaşı emrettiğini söylemeleri ne kadar çirkindir.

Gaybı, Allahü teâlâ peygamberlerden istediklerine bildirdiği şeklinde, evliya zatlardan da istediklerine bildirmiştir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Geçmiş ümmetler içinde vukuundan ilkin bazı gaybları haber veren keramet ehli zatlar var idi. Ümmetimden de Ömer onlardandır.) [Buharî, Müslim]

Hazret-i Ömer’inki şeklinde başka evliya zatlardan da birçok keramet görülmüştür. Kur’an-ı kerim bunu bildirmektedir. (Neml 38-40, Meryem 24, Âl-i İmran 37, Kehf 17,18)

Resulullah’ın “sallallahü aleyhi ve sellem” gaybdan haber verdiği birçok mucizeyi inkâr sövgü olduğu şeklinde, âyet-i kerimelerle durağan(durgun) olan evliya zatların kerametlerini de inkâr sövgü olur. Hâşâ Tanrı için gaybı bilmez demek ise katmerli sövgü olur.

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/11/allah-gaybi-bilmez-diyorlar/feed/ 0 5239
El-Müheymin ismi http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/11/el-muheymin-ismi/ http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/11/el-muheymin-ismi/#respond Thu, 11 Apr 2019 06:29:06 +0000 Allah’a iman>Allah’ın isimleri ve sıfatları]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5238

Sual: Esma-i hüsnadan olan El-Müheymin isminin mânâsı nedir?
CEVAP
Her mahlûkun ömrünü, amelini, rızkını, ecelini, nefeslerini, sözlerini bilen, gören, onların tüm hâllerinden haberdar olan anlamına gelir. Allahü teâlânın ismi olarak Kur’an-ı kerimde bir yerde geçmektedir. O âyet-i kerimenin meali:
(Tanrı’tan başka ilah yoktur. O, Melik’tir, Kuddûs’tür, Selâm’dır, Mü’min’dir, Müheymin’dir, Azîz’dir, Cebbâr’dır, Mütekebbir’dir. O, müşriklerin şirkinden de münezzehtir.) [Haşr 23]

Abdülganî Nablüsî hazretleri, (Müheymin yalnız Allahü teâlâya mahsus adlardan olup, bunu insanlara isim olarak koymak haramdır) buyuruyor. (Hadika)

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/11/el-muheymin-ismi/feed/ 0 5238
El-Azîz ismi http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/11/el-aziz-ismi/ http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/11/el-aziz-ismi/#respond Thu, 11 Apr 2019 01:29:00 +0000 Allah’a iman>Allah’ın isimleri ve sıfatları]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5237

Sual: Esma-i Hüsna’dan olan El-Azîz isminin mânâsı nedir?
CEVAP
Azîz, (Daima izzet ve onur sâhibi, galip, aynı olmayan, karşı gelinemeyen) anlamına gelir.

Kur’an-ı kerimde 91 yerde geçmektedir, fakat hiçbir yerde tek başına zikredilmemiş, daima Esma-i Hüsna’dan öteki bir isimle birlikte açıklanmıştır. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Bilin ki, Tanrı Azîz’dir, Hakîm’dir [hikmet sâhibidir].) [Bekara 209]

Rahman, Kuddus, Müheymin ve Hâlık şeklinde yalnız Allahü teâlâya mahsus olan adları insanlara isim yapmak haramdır. Reşid, Azîz şeklinde, Allahü teâlânın sıfatları olan adları, mecaz mânâlarıyla insanoğlu için de kullanmak caiz ise de, edebe yakışmaz. (Müslim şerhi, Hadika, S. Ebediyye)

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/11/el-aziz-ismi/feed/ 0 5237
El-Mü’min ismi http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/el-mumin-ismi/ http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/el-mumin-ismi/#respond Wed, 10 Apr 2019 20:27:24 +0000 Allah’a iman>Allah’ın isimleri ve sıfatları]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5236

Sual: Esma-i hüsnadan olan El-Mü’min isminin mânâsı nedir?
CEVAP
Mümin kelime olarak, inanan anlamına gelir. Bu mânâ kullar içindir. Tanrı için olan mânâ, gönüllere inanç veren, kendisine güvenenlere güvenlik elde eden ve ferahlık bahşeden anlamına gelir. Mümin ismi, kulun en seçkin ve en şümullü ismidir. Cenab-ı Hak kulunu o denli seviyor ki, kendine mahsus olan ismi kuluna vermiştir. Tam anlamıyla müminlik sıfatlarını taşıyan insan için, dünyada ve âhirette sorun yoktur. Sırat köprüsünden geçerken, Cehennem seslenerek, (Geç ey mümin, senin nûrun, benim nârımı söndürüyor) diyecek. Müminin derecesi bu kadar yüksek olacaktır. (Mecmuat-ül-ahzâb)

İmam-ı Kurtubi hazretleri buyuruyor ki:
El-Mü’min ismi, dostlarını azaptan, kullarını zulümden güvenli kılan anlamına gelir. Kur’an-ı kerimde mealen, (Tanrı onları korkudan güvenli kılandır) buyurmuştur. (Kureyş 5)

Bu ismin bir mânâsı da, Resullerine mucizeler vermek suretiyle onları onaylama eden, müminlere vaat etmiş olduğu mükâfatı, kâfirlere de tehlike arzettiği azabı vermek suretiyle, vaat ve tehdidini doğru olarak gerçekleştiren anlamına gelir.

İmam-ı Mücahid buyurdu ki:
El-Mü’min, kendi zatını, kendisinden başka hiçbir ilah olmadığını bildirerek tevhid edendir.

İbni Abbas hazretleri de buyurdu ki:
El-Mü’min, kıyamette tevhid ehlini alevden çıkaracak olan anlamına gelir. Allahü teâlâ onlara, (Sizler Müslümanlarsınız, ben de es-Selâm’ım. Sizler müminlersiniz, ben de el-Mü’min’im) buyuracak ve bu iki ismin bereketiyle onları Cehennem ateşinden çıkartacaktır. (Cami-ul-ahkâm)

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/el-mumin-ismi/feed/ 0 5236
Es-Selâm ismi http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/es-selam-ismi/ http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/es-selam-ismi/#respond Wed, 10 Apr 2019 15:25:30 +0000 Allah’a iman>Allah’ın isimleri ve sıfatları]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5235

Sual: Esma-i hüsnadan olan Es-Selâm isminin mânâsı nedir?
CEVAP
Es-Selâm ismi, eksikliklerden uzak olan anlamına gelir. Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(O gün Cennetlikler, hakkaten nimetler içinde safa sürerler. Onlar ve eşleri, gölgeler altında tahtlara kurulurlar. Orada onlar için her çeşit meyve vardır. Tüm arzuları yerine getirilir. Onlara merhametli Rabb’in söylediği “Merhaba” vardır.) [Yasin 55-58]

(Tanrı, kullarını Dar-üs-selam’a [Cennete] çağırıyor. O, dilediğini doğru yola iletir.) [Yunus 25]

İmam-ı Kurtubi hazretleri, bu âyet-i kerimelerin tefsirinde buyuruyor ki: Âlimler, Es-Selâm isminin, (Eksikliklerden uzak, kullarına esenlik veren) anlamına geldiğini bildirmiştir. Bu isim bununla birlikte (Selâm sahibi) anlamındadır. Şu demek oluyor ki Allahü teâlâ, Cennette kullarına merhaba verecektir.

Dar-üs-selam şu demek oluyor ki Merhaba Yurdu da, Aden anlamına gelir. Cennete, Merhaba Yurdu denmesinin sebebi, oraya girenin her türlü âfet ve musibetten selamete ermesinden dolayıdır. Nitekim Es-Selâm, Allahü teâlânın isimlerindendir. (Camiu li-Ahkâm)

İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki: Allahü teâlâya kavuşmak, âhirette vadedilmiştir ve Allahü teâlânın kulundan rızası, âhirette belli olacaktır. Hak teâlâ, dünyayı sevmez, âhireti sever. Sevilmeyen, sevilenle hiçbir şeyde bir tutulamaz, şundan dolayı sevilmeyenden yüz çevrilir, beğenilene dönülür. Beğenilenden yüz çevirmek, Allahü teâlânın çağrı etmesine ve beğenmesine karşı gelmektir. (Allahü teâlâ, Dar-üs-selama çağırıyor) mealindeki âyet-i kerime buna şahittir. (1/302)

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/es-selam-ismi/feed/ 0 5235
El-Kuddüs ismi http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/el-kuddus-ismi/ http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/el-kuddus-ismi/#respond Wed, 10 Apr 2019 10:25:17 +0000 Allah’a iman>Allah’ın isimleri ve sıfatları]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5234

Sual: Esma-i hüsnadan olan El-Kuddüs isminin mânâsı nedir?
CEVAP
Her türlü takdîse, övmeye, yüceltmeye lâyık olan; azamet ve celâline, ebatlarına lâyık olmayan, noksanlık getiren şeylerden, his organlarının anladığı, hayal gücünün hayal etmiş olduğu, hatıra gelen ve düşünülebilen her türlü vasıftan ve özellikten münezzeh, temiz ve temiz olan anlama gelir. Bir âyet-i kerimede mealen, (Tanrı’tan başka ilah yoktur. O Melik’tir, Kuddüs’tür) buyuruluyor. (Haşr 23)

İmam-ı Kurtubi hazretleri buyuruyor ki: El-Kuddüs ism-i şerifi, (Her türlü eksiklikten münezzeh, her türlü kusurdan arınmış) anlama gelir. El-Kades, Hicaz şivesinde kova anlama gelir, onunla temizlenilir. Kuyudan kendisiyle su çıkarılan kaplardan birini ifade etmek suretiyle kullanılan kelime de, buradan gelmektedir. Süheylî de, İsa aleyhisselamın dünyaya gelmesi için Hazret-i Meryem’e meydana getirilen üflemenin, her türlü eksiklikten uzak, El-Kuddüs olan Allahü teâlânın talimatıyla, Ruh-ül-kuds doğrusu Cebrail aleyhisselam tarafınca yapıldığını bildirmiştir. (Cami’u li-Ahkâm)

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/el-kuddus-ismi/feed/ 0 5234
El-Melik ismi http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/el-melik-ismi/ http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/el-melik-ismi/#respond Wed, 10 Apr 2019 05:24:09 +0000 Allah’a iman>Allah’ın isimleri ve sıfatları]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5233

Sual: Esma-i hüsnadan olan El-Melik isminin mânâsı nedir?
CEVAP
Mülkün, kâinatın sahibi, mülk ve saltanatı sürekli olan anlamına gelir. Bir âyet-i kerime meali:
(Tanrı’tan başka ilah yoktur. O Melik’tir, mülkü asla yok olmaz.) [Haşr 23]

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İnsanların kullandığı, övündükleri mallar, mülkler, gerçekte onların değil, hepsi Allahü teâlânındır. Bizim bunlara el uzatmamız, karışmamız, gerçekte zulümdür. Allahü teâlâ, bu dünyanın düzeni için ve bazı faydalara yol açması için, bu tarz şeyleri bizlere mülk kılmışsa da, gerçekte hepsi Onundur. O halde, bizim bu tarz şeyleri, aslolan sahibinin mubah etmiş olduğu, izin verdiği kadar kullanmamız yerinde olur. (1/266)

Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
Her şeyin gerçek mâliki doğrusu sahibi Odur; fakat görünüşte kendi kullarından her kimi bir şeye malik eylediyse, o, bunlardan hesaba çekilecektir. (2/53)

Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri de buyuruyor ki:
Çoğumuz, eşi, ortağı bulunmayan bir başat ve başlı başına bir mâlik olan Hak teâlânın emri altında, ayrı ayrı ve ortak vazifeler alan, birer memuruz. Onun koyduğu ahkâm ve nizamla, Onun belirleme etmiş olduğu mevkilerimiz ve yaratıp emanet olarak verdiği yetki nispetinde vazife yaparız. Âmir sadece O, başat yalnız O, mâlik gene bir tek Odur. Ondan başka âmir, Ona benzer başat, Ona ortak mâlik yoktur. (Bir üniversiteliye yanıt)

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/el-melik-ismi/feed/ 0 5233
Rahman ve Rahîm isimleri http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/rahman-ve-rahim-isimleri/ http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/rahman-ve-rahim-isimleri/#respond Wed, 10 Apr 2019 00:23:52 +0000 Allah’a iman>Allah’ın isimleri ve sıfatları]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5232

Sual: Allahü teâlânın Rahman ve Rahîm isimlerinin anlamı nedir?
CEVAP
Rahman
ism-i şerifi, dünyada, dost olsun düşman olsun, layık olsun olmasın, mümin olsun kâfir olsun, tüm yaratıklara rızık ve sayısız nimetler veren anlama gelir. Rahîm ism-i şerifi ise, ahirette yalnız Müslümanlara acıma eden anlama gelir. Bir âyet-i kerime meali:
(Ey günahı fazlaca olan kullarım, Tanrı’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Tanrı günahların hepsini affeder. O, Gafûr’dur, Rahîm’dir.) [Zümer 53]

Allahü teâlânın rahmeti, şefkati dünyada müminlere ve kâfirlere, her insana beraber ulaşmış olduğu ve her insanın çalışmasına, iyiliklerine dünyada karşılığını verdiği hâlde, ahirette kâfirlere merhametin zerresi bile yoktur. (S. Ebediyye)

İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
İnsan ve cin şeytanları, (Allahü teâlâ Rahîm’dir, affeder) diyerek insanı günah işlemeye götürür. İyi bilmeli ki, bu dünya sınav yeridir. Bunun için, burada dostlarla düşmanları karıştırmışlar, hepsine acıma etmişlerdir. Kıyamette, düşmanları, dostlardan ayıracaklardır. O gün, yalnız dostlara acıma olunacak, düşmanlara asla acınmayacaktır. Evet, Müslümanların zerre kadar imanı olanların hepsi sonunda, hattâ fazlaca vakit Cehennemde kaldıktan sonrasında bile, merhamete kavuşacaktır, fakat rahmete kavuşabilmek için, ölürken imanla gitmek şarttır. Hâlbuki günahları işlemekle kalb kararınca ve Allahü teâlânın emirlerine, haramlara ehemmiyet verilmeyince, son nefeste inanç nuru, sönmeden iyi mi geçebilir? (Minik günaha devam etmek, büyük günaha sebep olur. Büyük günaha devam etmek de, insanı kâfir olmaya götürür) buyuruluyor. (1/96)

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/10/rahman-ve-rahim-isimleri/feed/ 0 5232
Allah ismi http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/09/allah-ismi/ http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/09/allah-ismi/#respond Tue, 09 Apr 2019 19:23:48 +0000 Allah’a iman>Allah’ın isimleri ve sıfatları]]> http://www.cennetinbahcesi.com/?p=5231

Sual: Allah ismi de, Esma-i hüsna’dan mıdır, bu ismin anlamı nedir?
CEVAP
Evet, Allah ism-i şerifi, Esma-i hüsna’nın şu demek oluyor ki Allahü teâlânın isimlerinin birincisidir.

Bu ism-i şerif, Allahü teâlânın her isminin vasfını ihtiva eden öz ismidir. Cenab-ı Hakk’ın özgü ismidir. Bu itibarla öteki adların ifade etmiş olduğu tüm güzel vasıfları ve ilâhî sıfatları içine alır. Öbür isimler ise, yalnız kendi mânâlarına delâlet ederler. Bu bakımdan Allah isminin yerini hiçbir isim tutamaz. Bu isim, Allah’tan başkasına mecazen de olsa verilemez. Öteki isimlerinden bazılarının ise, Allah’tan başkasına isim olarak verilmesi caizdir.

Allahü teâlânın 99 ismine Esma-i hüsna denir. Onun adları, İslamiyet’in bildirmesine bağlıdır. Bir tek İslamiyet’in bildirdiği isimlerle çağrılır ve onlarla zikredilir. Bunlardan başka isimlerle çağırmaya ve zikretmeye, İslamiyet izin vermemiştir. (Birgivi vasiyetnamesi şerhi)

Allahü teâlâya Tanrı demek, Tanrı diye zikretmek günah olur. Allah adını kullanmak istemeyip, bunun yerine, Tanrı demek yada 99 isimden birini bile kullanmak istemek, fazlaca büyük ve çirkin kabahat olur. (S. Ebediyye) Doğrusu, Allah adını kasten kullanmak istemeyip de, başka bir isim kullanmak caiz değildir. Sözgelişi Allah adını söylememek için, kasten Rab, Rahman, Hak şeklinde adları bile söylenmez. Doğrusu burada kabahat olan, Allah adını kullanmayı istememektir. Allah adını kullanmamakta ısrar edip, Esma-i hüsna’daki öteki adları kullanmak suçtur. Yoksa Allah adını kullanırken, Esma-i hüsnayı da, kullanmakta sakınca yoktur.

Allahü teâlânın adını söyleyince, işitince, yazınca, Sübhanallah, Tebarekallah, Celle-celalüh, Azze-ismüh, Cellet kudretüh yada Teâlâ şeklinde saygı sözlerinden birini söylemek, yazmak birincisinde vacib, tekrarında ise müstehabdır. C.C. diye kısaltarak yazmak aslına bakarsanız uygun değildir.

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2019/04/09/allah-ismi/feed/ 0 5231