Dualar – Cennetin Bahçesi http://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Sun, 12 Nov 2017 07:07:34 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.7 110917297 Duanın faydaları http://www.cennetinbahcesi.com/2017/11/12/duanin-faydalari/ http://www.cennetinbahcesi.com/2017/11/12/duanin-faydalari/#respond Sun, 12 Nov 2017 07:07:34 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2363 DUANIN FAYDALARI

Duanın faydaları nelerdir kısaca maddeler halinde sıraladık.

1- Duâ, Allah’tan hidayet ve başarı talebidir. Duâ insanı başarıya ulaştırır.
2- Rızkın genişlemesine, sağlığın artmasına, ömrün bereketlenmesine vesile olur.
3- Duâ, hazinesi sonsuz, kerem ve ihsanı bol olan Allah’tan istemektir. O, bir şeye ol deyince olur. Bir isteği yerine getirmekle hazinesi eksilmez.
4- Duâ edeni Allah’ın rahmeti kuşatır. Allah’ın ihsanı ve yardımı ona yönelir.
5- Duâ eden, Allah’a itaat etmiş olur. Duâyı terk etmek günahtır, Allah’a karşı kibirlenmektir.
6- Genişlik ve sağlık zamanlarında duâ etmek, darlık ve hastalık zamanlarında fayda verir.
7- Allah, kulunun çok ve ısrar ile duâ etmesini sever.
8- Duâ hayrı çeker, zararı savar.
9- Duâ eden, duâsının yararını ya hayatında, ya da öldükten sonra muhakkak görür.
10- Her duâ, Allah’ın indinde muhafaza edilir, karşılığı ya dünyada ya da âhirette verilir.
11- Duâ, öyle kerim bir zattan istemektir ki, O kendisine açılan elleri boş döndürmekten utanır.
12- Duâ insanı belâdan korur, inmiş ve inecek musibetlere karşı bir kalkandır. Belâların etkisini azaltır, Allah’ın kaderini hafifletir.
13- Kazâ ile duâ arasında bir çarpışma olur, duâ kazânın acı etkilerini önler, gücünü azaltır.
14- Duâ, Kadir-i Mutlak’a karşı son derece küçülme, hudu’ ve huşu’dur. Bu küçülme ve huşu’, Kerem ve rahmeti sonsuz olan Allah’ın rahmetini celbeder. Bunun için duâ, ibadetin özü kabul edilmiştir.
15- Duâ, düşmanların düzenlerini bozar, üzüntü ve sıkıntıları defeder. İnsanı ruhunu tasalardan arıtıp temizler.

DUANIN ÂDÂBI

Duanın faydaları ile birlikde dua etmenin adabınıda maddeler halinde sıraladık.

1- Duâ etmek için Ramazan, arefe, bayram, Cuma ve özellikle seher vakitlerini gözetmelidir. Kamet alındığı, ezan okunduğu zaman, secdeler arasında, namazların sonunda, müslümanların cihad ve savaş için saflar teşkil ettikleri sıralarda yapılan duâlar son derece makbuldür.
2- Kıbleye yönelerek duâ etmek, duâ ederken gömleğinin koltuk altındaki beyazlığı görünecek şekilde ellerini ileri kaldırmak, fakat gözleri göğe dikmemek.
3- Sesi fazla yükseltmeden, açıkla gizli arasında bir sesle duâ etmek.
4- Duâ ederken cümlelere vezin ve kafiye aramamak, seci’ yapmaya çalışmamak, yapmacılığa asla kaçmamak. Zira duâ yalvarma yeridir, orada yapmacığın işi yoktur. Yüce Allah: “Tazarru’ ve korku ile Rabbinize yalvarın, çünkü O, haddi aşanları sevmez. O’na korkarak ve umarak duâ ediniz. Allah’ın rahmeti iyilik edenlere yakındır.” (A’raf Sûresi, 55-56) buyurmaktadır.
5- Huzur ve huşu’ ile, umarak ve korkarak duâ etmek. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Onlar, hayır işlerine koşarlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlar, ve bizden korkarlardı.” (Enbiya Sûresi, 90)
6- Can-ü gönülden duâ etmek ve dûanın kabul edileceğine kesin olarak inanmak.
7- Israr ile duâ etmek ve duâyı üç kere tekrarlamak. İbn Mes’ud (r.a.) şöyle demiştir: “Hz. Peygamber Aleyhisselâm duâ ettiği zaman üç kere tekrar ederdi. Allah’tan bir şey istediği zaman üç kere isterdi.” (Bkz.Zekiyyu’d-din Abdu’l-Azîm, at-Tarğîb)
8- Duâya hemen muradını söyleyerek değil, Allah’ın adını anarak, Allah’a hamd ederek başlamak Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Subhane rabbiye’l-Aliyyi’l-A’lâ’l-Vahhâb” diye başlardı. Duâya el-hamdulillâh ile başlamalı, el-Ahad, as-Samed gibi esma-i Husnâ isimleriyle veya Ya Erhame’r-râhimîn gibi övgü ve iclâl hitâplarıyla Allah’a niyaz etmelidir.
9- Allah’ın adını böylece andıktan sonra Peygamber (a.s.m.)’e salât ve selâm getirmek daha sonra da dileğini istemek.
10- Duâyı yine başlangıçta olduğu gibi Allah’a hamd ve Resulüne salât ve selâm getirmekle bitirmek. “Çünkü Allah, iki salâvât-ı şerîfeyi kabul eder. Bunları kabul edince aradaki duâyı da bunlar yüzü hürmetine reddetmez.”
11- Kimin hakkını çiğnemiş, kime kötülük etmişse onlardan helâllik almak, herkesin hakkını geri vermek, günahlara tevbe etmek, ibadet ve taâte yönelmek suretiyle kalbi temizlemeğe çalışmak.
12- Müslümanlardan intikam almak, onlara zarar vermek gibi günah olan şeyleri istememek.
13- Allah’a duâ etmekten aslâ bıkmamak, umutsuzluğa düşmemek ve duâsının mutlaka bir gün kabul edileceğine inanmak.
14- Huzur-i kalb ile duâ etmek, duâ ederken Allah’tan başka her şeyi kalbden çıkarıp yalnız O’na güvenmek.
15- Kızgınlıkla kötü sözler söylememek, çoluk çocuğuna eşine, malına kötü duâ etmekten sakınmak. Çünkü bunlara yapacağı kötü duâ sonunda yine kendisine acı çektirecektir. Cenab-ı Allah, bir ayetinde “İnsan, hayra duâ ettiği gibi şerre de duâ etmektedir.” diyor, bu gibi duâların iyi olmadığını haber veriyor.
16- Ana-babayı razı etmek, onların, misafirin duâsını almaya çalışmak, mazlûmun âhından kaçınmak. Zira mazlûmun duâsı geri çevrilmez, kabul edilir. Onun içindir ki atalarımız: “Alma mazlûmun âhını, çıkar âheste âheste” demişlerdir.

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2017/11/12/duanin-faydalari/feed/ 0 2363
Dua nedir? Ne demektir? http://www.cennetinbahcesi.com/2017/05/24/dua-nedir-ne-demektir/ http://www.cennetinbahcesi.com/2017/05/24/dua-nedir-ne-demektir/#respond Tue, 23 May 2017 21:29:45 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2346 Özünde ve varlığının her boyut ve zerresinde kendisiyle kâim olduğun Alllah’ın gücünün ortaya çıkmasını talep mi?..

   DUA insanın varlığındaki ilahi gücün ortaya çıkartılmasından başka bir şey değildir!…

   Bu sebeptendir ki, insan, tam bir konsantrasyon ile DUA edebildiği anda, pek çok imkânsılmış gibi görünen şeyin gerçekleştiğini farkedebilir.

   Bu sebeptendir ki, insanın en güçlü silahı DUA‘dır…

    DUA MÜ’MİNİN SİLÂHIDIR,” diyor Resûlullah Muhammed Mustafa aleyhi’s selam… Ve gene, şöyle başka bir açıklama getiriyor “DUA” konusuna:

    “DUA İBÂDETİN ÖZÜDÜR”

    Bu Hadis-i şerif’in hemen arkasından şu âyet-i kerimeyi hatırlayalım: “CİNNİ VE İNSANLARI KULLUK ETMELERİ İÇİN YARATTIM“.

   En basit anlamıyla kulluk, dua ve zikirdir!..

   En geniş anlamıyla kulluk, birinin varoluş gayesinin gereğini yerine getirmesidir…

   -Peki, biz dua ettiğimiz zaman, kabul olur mu?…

   “Eğer kulum, bana ellerini kaldırır da dua ederse, ben o elleri boş olarak geri çevirmekten hayâ ederim.”

   Evet bu bir Hadisi Kudsi… Bu konudaki başka bir Hadis-i Kudsi de şöyle:

   “Ey adem oğlu, dua senden icabet benden; istiğfar senden, bağışlamak benden; tövbe senden, kabul etmek benden, şükür senden, fazlasıyla vermek benden, sabır senden, yardım benden…Ne istedim ki benden sana vermedim…”

   İşte bu Hadisi Kudsiyi destekleyen Âyet-i Kerime:

   “Bana dua edin, icabet edeyim”

   Bu konuda açıklık getiren diğer bir hadis,i kudsi de şudur:

   “Ben kulumun zannı üzereyim… Artık dilediği gibi düşünsün!…

   Yani siz dua ederken, o duanızın kesinlikle kabul göreceğini düşünürseniz, biliniz ki mutlaka istediğiniz meydana gelecektir!…

   Nitekim, bu açıdan olaya bakıldığı içindir ki, önde gelen evliyâullahdan İmamı Rabbani Ahmet Faruk Serhendi şöyle demiştir:

   Bir şeyi istemek, ona nâil olmak demektir. Zirâ Allahu Teâlâ kabul etmeyeceği duayı kuluna ettirmez.”

   Esasen dua etmek söz konusu olduğunda, birşey istemeyeceğimizde hemen şu âyet-i kerimeyi hatırlamanız gerekmektedir:

   “Allah istemedikçe siz isteyemezsiniz.”

   Yani, sizde ortaya çıkan bu istek, gerçekte Allah istemiş olduğu için sizde ortaya çıkmaktadır!.. Eğer Allah istememiş olsaydı, siz dahi o şeyi isteyemezdiniz.

   En kolay, en ucuz, yani bedava ve en tesirli şey DUA’dir…İşte bu yüzdendir ki,DUA için “müminin silâhıdır” buyurulmuştur.

   DUA nasıl silâh olur…

   Bunu anlıyabilmek için, tasavvufun derinliklerine inmek gerekir…

   İnsan, gerçeği itibariyle, Allah’ın zâti sıfatlarıyla yaratılmış, O’nun varlığı ile kâim ve dâîm varlıktır…

   Allah’ın HAY ismiyle işaret edilen şekilde HAYAT sıfatıyla vardır, yaşar…

   Allah’ın ALÎM ismiyle işaret edilen şekilde İLİM sıfatıyla bilgi, ilim sahibidir, yaşamına yön verir…

   Allah’ın MÜRÎD ismiyle işaret edilen şekilde İRADE sıfatıyla isteklerini tahakkuk ettirmeye yönelir…

   Dolayısıyladır ki insan, kendi varlığında mevcut olan bu isimlerin manâlarını ortaya çıkarabildiği ölçüde, takdir edilen nisbette,  arzularına nâil, korktuğundan emin olur…

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2017/05/24/dua-nedir-ne-demektir/feed/ 0 2346
Nazar İçin Okunacak Dualar http://www.cennetinbahcesi.com/2016/10/12/nazar-icin-okunacak-dualar/ http://www.cennetinbahcesi.com/2016/10/12/nazar-icin-okunacak-dualar/#respond Wed, 12 Oct 2016 10:05:29 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=2131 Nazarın genel anlam taşıyan belirtisi; canlı veya cansız her türlü varlıktan kem göz diye tabir edilen hususa dayalı olarak bir varlıktan kişiye gelebilecek tüm kaza ve belalara karşın inanılan bir bakıştır. Dinimiz İslam’da da olduğu üzere birçok inanışta da var olan nitelik nazarın çocukları, hamile kadınlar ve hayvanlar üzerine oldukça etkili olduğu bilinmektedir. Nazarın genel tarihçesine baktığımızda ise bu konunun köken biriminin Helen medeniyeti ve antik Roma devrine kadar uzandığını kaynaklardan öğrenebilmekteyiz. İlerleyen zaman dilimlerinde Yahudi, Hindu ve Budist inanışlarında da yer alan nazar açısı dinimiz İslam’da da oldukça etkin bir rol alan konuyu ele almaktadır.

NAZAR’DAN KİMLER ETKİLENİR?

Nazar sadece günümüzde değil, hemen yukarıda da belirttiğimiz üzere çok eski dönemlere uzanmakta olan bir bakıştır. Tarihin derinliklerine girerek analiz ettiğimiz bu açı özelliklede yaşlı kadınların, vücut deformesine uğramış olan engelli kişilerin, çocuğu olmayan kadınların ve yabancı kimseler tarafından nazar değdiğine inanılmaktadır. Bu duruma dayalı olarak geçmiş dönemlerde bazı toplumlar tarafından nazarın kasıtsız bir şekilde kişiye değdiğine inanılırdı. Buna örnek olarak Slav folklorunda bir babanın çocuklarına nazarı değmesinden ötürü gözlerinin gör olmasına dair bir hikaye de yer edinmiştir. Daha yakın zamanlara baktığımız belirtilerde ise kıskançlık üzerine kişilerin nazarlarının değdiğine de inanılmaktadır. Bu kapsamda özelliklede Ortaçağ Avrupa’sında bir kimsenin çocuğu olduğunda ya da bir mal varlığına sahip olduğunda kendileri tarafından “Tanrı izin verirse” ya da “Tanrı Kutsasın” sözcükleri günümüz birçok dinine etki etmiştir.

Yukarıda belirtilen önlem taşıyıcı bu söylemlerde İslam dinine sahip olan Müslümanların “MaşaAllah” kelimesini dile getirerek bu nazarların önüne geçildiği bilinmektedir. Ayrıca birçok insan mavi boncuk üzerine ortada bir göz bulunan ve “Nazar Boncuğu” adı verilen sembollerle nazarın önüne geçildiği söylenmektedir. Bu tür kem gözlerden kurtulmak için yapılan aşamalar birçok farklı toplumlarda farklılık taşıyan yöntemler sergilenmektedir. Özelliklede günümüz İslam dinine sahip kişilerin çeşitli ayet ve benzeri dualarla kişilerin kendilerine, çocuklarına, ailesine veya çevresine nazar değmemesi adına sıklıkla okuduğu dualar kapsamaktadır.

NAZARA KARŞI OKUNACAK DUALAR

“Euzu bi kelimâtillâhi’t-tâmmeti min kulli şeytanin ve hammetin ve min külli aynin lammeh.”

Her türlü şeytandan, zararlı şeylerden ve kem gözlerden bütün kelimeleri yüzü hürmetine Allah’a sığınırım.”

Allâh’im, bunu mübârek eyle. Ona zarar dokunmasina izin verme.”

3- Büyük velîlerden Hasan Basrî Hazretleri göz değmesine karşı (Kalem Sûresinin 51-52. ayetleri olan) şu âyetleri okurdu:

Ve in yekadullezîne keferû leyuzlikûneke biebsarihim lemmâ semiu’z-zikre ve yekulûne innehu le mecnûnun ve ma huve illâ zikrun lil âlemîn.”

“Gerçekten o küfredenler Kur’an-ı işittikleri zaman az kaldı seni gözleriyle yıkacaklardı. “O, mutlaka bir mecnundur” diyorlar. Oysa Kur’an bütün alemler için büyük bir uyarıcıdır..” (Kalem Sûresi, 51-52)

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2016/10/12/nazar-icin-okunacak-dualar/feed/ 0 2131
Dua’nın Önemi http://www.cennetinbahcesi.com/2016/01/27/duanin-onemi/ http://www.cennetinbahcesi.com/2016/01/27/duanin-onemi/#respond Wed, 27 Jan 2016 13:58:19 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=1549 Dua’nın Önemi

Dua, Allah’tan istemek ve dilemek sonucu yapılan bir eylemdir. Bir diğer deyişle de Allah’tan istediğimiz şeylerin olması için yalvarmaktır. Dua, Allah ile insan arasında bir köprü vazifesi görür. Müminin silahlarından biri olarak görülür ve dinin direğidir.

Dua eden insan gelmiş dertlerinden kurtulur ve kötülüklerinden arınır. Hatta Peygamber Efendimiz bunun için ‘’Dua, belayı önler’’ buyurmuştur. Dua da namaz, hac, zekat gibi bir ibadettir ve Allah, insanlardan kendisine ibadet etmelerini istemiştir. Allah kötülüklerden kurtulabilmemiz ve onlardan uzak olabilmemiz için, yararlı olan şeylerin gerçekleşebilmesi için dua etmemiz gerektiğini buyurmuştur. Kazalardan, belalardan kurtulabilmemiz için dua etmemiz gerektiği de Peygamber Efendimizin hadis-i şeriflerinde yer almaktadır.

Yine Hadis-i şeriflerde:

‘’Dua, ibadetin aslı ve özüdür’’buyrulmuştur. Hayatımızı bereketli kıldığı belirtilmiştir. Bizlere düşen görev de Allah bizlere ne buyurduysa onu yapmaktır ve bu yüzden Müslümanlar olarak dua etmeliyiz. Duanın kazalar ve belalardan kurtarması kaza ve kaderle ilişkilendirilebilir.

Peygamberimiz dua ederken günah işlemeyen bir dil ile dua etmemiz gerektiğini buyurmuştur. Bunun üzerine sahabeler de böyle bir şeyin nasıl olabileceğini sormuşlar. Peygamberimizde onlara, birbirinize dua edin; çünkü siz kendi dilinizle günah işlemiş olabilirsiniz ama sen kendi dilinle ona,o kendi diliyle sana dua edebilir,buyurmuştur.

Allah, dualarımızı saf kalbimizle yani tüm benliğimizle, kalben inanarak etmemizi buyuruyor ancak ve ancak o zaman duaların kabul olunacağını bizlere söylüyor.

Dua edebilmemiz için yediğimiz-içtiğimizin, giydiğimizin helal yollardan kazanılmış olması gereklidir. Mümin eğer haramdan kazanılmış bir malın olduğu yerde dua ederse duasının kabul olmayacağı buyurulmuştur.

Eğer bir kimse haram lokma yediyse ettiği dua kırk gün kabul olmaz. Dualar ihtiyaçları gideren bir kapıdır, o kapıya giriş şekli helal lokmayla olmalıdır.

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2016/01/27/duanin-onemi/feed/ 0 1549
Allah’a İman 4 http://www.cennetinbahcesi.com/2015/11/06/allaha-iman-4/ http://www.cennetinbahcesi.com/2015/11/06/allaha-iman-4/#comments Thu, 05 Nov 2015 21:18:12 +0000 http://demo.kafalog.com/?p=839 Allâhınız bir tek ilâhtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, Rahman’dır, Rahimdir.”( Bakara: 163)

Kâinattaki ahenk ve düzen, tabiattaki kanunların birbirine uygunluğu. Allah’ın birliğine. O’nun hiç bir surette eşi ve dengi bulunmadığına açık bir delildir.

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruluyor

نوفصي امع شرعلا بر هللا ناحبسف ا تدسفل هللا إلا ةهلا امهيف ناك ول

“Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka tanrılar bulunsaydı, yer ve gök kesinlikle bozulup gitmişti. Demek ki, Arş’ın Rabbi olan Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan münezzehtir.” (Enbiya :22)

Allah’ın Sıfatları

Allaha iman ,onun sıfatlarını bilmeye bağlıdır.O ,ancak sıfatlarıyla bilinir ve tanınır. Çünkü Allah’ın zatını anlayıp kavramamız mümkün değildir. Zaten Allah, bununla da bizi yükümlü tutmamıştır.

Allah’ın sıfatları, zatî ve subûtî olmak üzere iki kısımdır. Bunların altısı zatî sıfatlar, sekizi de subûtî sıfatlardır ki. toplamı I4’dür.

Zatî Sıfatlar: Vücud. Kıdem. Bekâ. Vahdaniyet, Muhâlefetü’n li’l-havâdis, kıyam binefsihi. Subûtî Sıfatlar: Hayat. îlim. Semi’. Basar. İrâde, Kudret, Kelâm ve Tekvin’dir.

Bunların kısaca anlamları şöyledir:

Zatî Sıfatlar

Vücud: Var olmak demektir. Allah vardır ve varlığı zâtının gereğidir. Bu itibarla Cenâb-ı

Hakka “Vâcibu’l-vucûd” denir. Allah, var olmakta ve varlığını devam ettirmekte hiç bir şeye muhtaç değildir.

Kıdem: Allah kadimdir, yani varlığının başlangıcı yoktur. Şu zaman yoktu da ondan sonra var oldu denemez. Varlığının başlangıcı olan bizleriz. Allah ise. hiç bir şey yokken yine var idi.

Bekâ: Allah’ın varlığının sonu olmamasıdır. Meselâ biz. bir süre sonra yok olacağız. Allah’tan

başka her şeyin belli bir süre sonra varlığı sona erecektir. Allah ise hiç ölmeyecek ve her zaman var olacaktır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur:

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2015/11/06/allaha-iman-4/feed/ 1 839
İnanç http://www.cennetinbahcesi.com/2015/11/06/inanc/ http://www.cennetinbahcesi.com/2015/11/06/inanc/#comments Fri, 06 Nov 2015 00:15:18 +0000 http://demo.kafalog.com/?p=834 Allah’a İman

Ergenlik çağına gelmiş, aklı olan her erkek ve kadına ilk önce farz olan, Allah’ı bilmek ve O’na inanmaktır.

Allah vardır. O’nun varlığını anlamak ve bilmek için kendimize, kâinata ve kâinattaki yaratılış inceliklerine ve her şeyin yerli yerine konduğuna bakmak yeterlidir.

Evrende, (kâinatta) hiç bir şey kendiliğinden olmuş değildir. Mutlaka onu yapan ve ona şekil veren bilisi vardır. Giydiğimiz elbise, kullandığımız eşya ve içinde oturduğumuz ev, bindiğimiz vasıta, bütün bunların bir ustası ve yapanı vardır. Bunun gibi bizi. bütün canlıları, kâinatı ve kâinattaki akıllara durgunluk veren bu düzeni elbette bir yapan ve yaratan vardır. İşte O. Allah’tır. Bizi yaratan ve yaşatan O’dur. Öldürecek ve tekrar diriltecek olan da yine O’dur. Bu sebeple bizim için ilk görev, O yüce yaratıcıyı tanımak ve O’na inanmaktır.

Allah, vardır ve birdir. O’ndan başka tanrı yoktur. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buy urul maktadır:

ميحرلا نمحرلا وه إلا هلا إل  دحاو هلا مكهلاو

“İlâhınız bir tek ilâhtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, Rahman’dır, Rahimdir.”( Bakara: 163)

Kâinattaki ahenk ve düzen, tabiattaki kanunların birbirine uygunluğu. Allah’ın birliğine. O’nun hiç bir surette eşi ve dengi bulunmadığına açık bir delildir.

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruluyor

نوفصي امع شرعلا بر هللا ناحبسف ا تدسفل هللا إلا ةهلا امهيف ناك ول

“Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka tanrılar bulunsaydı, yer ve gök kesinlikle bozulup gitmişti. Demek ki, Arş’ın Rabbi olan Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan münezzehtir.” (Enbiya :22)

Allah’ın Sıfatları

Allaha iman ,onun sıfatlarını bilmeye bağlıdır.O ,ancak sıfatlarıyla bilinir ve tanınır. Çünkü Allah’ın zatını anlayıp kavramamız mümkün değildir. Zaten Allah, bununla da bizi yükümlü tutmamıştır.

Allah’ın sıfatları, zatî ve subûtî olmak üzere iki kısımdır. Bunların altısı zatî sıfatlar, sekizi de subûtî sıfatlardır ki. toplamı I4’dür.

Zatî Sıfatlar: Vücud. Kıdem. Bekâ. Vahdaniyet, Muhâlefetü’n li’l-havâdis, kıyam binefsihi. Subûtî Sıfatlar: Hayat. îlim. Semi’. Basar. İrâde, Kudret, Kelâm ve Tekvin’dir.

]]>
http://www.cennetinbahcesi.com/2015/11/06/inanc/feed/ 1 834