Cennetin Bahçesi

Cennet Ucuz Değildir

Geçici bir süre yaşamak üzere geldiğimiz şu dünyada misafir olarak bulunduğumuzu unutuyor ve dünya metaına sımsıkı yapışıyoruz. Dünya sevgisi ile ahret sevgisinin bir arada aynı kalpte olması imkansızdır. Bütün tasavvuf ermişlerine bakarak dünyaya hangi gözle baktıklarını iyi algılamak gerekir. Onların gözü ile bakmadan bir insanın kendini bütünüyle Allah aşkına adamadan cennete gitmesi söz konusu olamaz. Allah görünen ve görünmeyen alemlerin yaratıcısıdır. Zaman-mekan ve nedensellik zincirleri, biz insanlar içindir. Uzak doğu dinlerinde bu 3 güç, “Maya” olarak adlandırılır ve “Maya” insan ile yaratıcısı arasındaki perdedir.

İnsan zamana uzayda bir noktaya ve sebep-sonuç ilişkilerine bağımlı olarak yaşar. Ne var ki Ruh denen öz varlığı bu prangalara bağımlı değildir. Beden –zihin mefhumları ise bu 3 prangaya bağlıdır. İnsan, öz olarak ruhtur ve ruh eğer isterse, kendi yaşamını ibadete, Allah’a ulaşmaya ve O’nun rızasını kazanmak için beden giysisi altında her şeyini feda etmeye hazır olmalıdır. Cennet böyle insanların hak edebileceği sonsuz bir saadet yaşamıdır. İbadet demek günde 5 vakit namazla yetinmek demek değildir. İnsanlığa hayırlı işler yapmak, bu hayat oyununda “iyi” rolünü seçip üstlenmek gerekir.

İnsan Nisyandır

İnsan nisyandır, yani insan hep unutur, bir felaket ile karşılaştığında hemen “Allah” diye bağırır çağırır yalvarır yakarır ama felaket bitip selamet başladığında ise Allah’ı unutur.

Shakespeare” Aldanmak, her insanın yazgısıdır, her sabah ben de güzel işler tasarlar, ama gün boyu budalalık ederim!” der.

İnsana düşen görev, bir saniye bile Allah’ı akıldan ve kalpten çıkarmadan hayattaki şerefli yaşamını idame ettirmeye çalışmaktır. Geçici ömür sayılı gündür ve muhakkak bitecektir. Asıl yaşam sonsuza uzanan ve herhangi bir zamanda bitmeyecek olan sonsuz yaşamdır.

Bir önceki yazımız olan Kendini Bilmek başlıklı makalemizde Kendini Bilmek, mektubatlar ve tasavvuf hakkında bilgiler verilmektedir.