Cennetin Bahçesi

İnsanlar hep ister. Bazen fazlasını bazen hayırlısını. Eller semaya açılır,kalpler Allah’a yönelir,akıl farkına varır dua zamanı. Öyle bir zaman gelir konuşmaya doyamazsın. Ama bazen de öyle bir zamana denk geliriz ki dil susar kalp konuşur. Allah’a öyle bir yönelir öyle bir tevekkül ederiz ki kalp dile gelir. Dua zamanı bütün kapılar sonuna kadar açılır. İnsan yeterki istesin. Yeterki unutmasın. Kimi zaman öyle güzel şeyler yaşarız ki eller semaya şükür etmek için açılır. Kimi zaman ise daralıp nefes alamayacak duruma geliriz. Allah’tan bir çare ,bir açık kapı ,bir umut isteriz. Çünkü;inanıyoruz ki bizler için yani kulları için en güzelini ve en hayırlısını Allah verir. İyi veya kötü her şey imtihandır. İnsan kötü bir olay yaşadığında sınandığını bilmelidir. Dua etmeli ve Allah’a yönelmelidir. Dua hatırlamaktır. En sevdiğini korumaktır. Bazen vefasızlığı hatırlamaktır. Kalpten istenilip ,dilden usulca dökülünce kelimeler insanın aklına hiç olmayacak insanlar gelebilir. Onlar için de hayırlısını ver diye çok güzel bir dua edilebilir. O kişiyi anınca bir anda aklımıza gelebilir o kişiye karşı vefasızlık yapıp onu unuttuğumuz. Kısa bir ziyaret veya bir merhaba sözü her şeyi eskisinden daha güzel yapabilir. İşte dua böyledir. Yapıcıdır. En olmadık dertlere derman bulabilir. En basiti ise kalbin yorgunluğunu alır. İnsanlar daraldığında bir nefes kadar yakın olabilir. Bu hayatta kimse dört dörtlük koşullara sahip değildir. Çalışıyoruz, emek harcıyoruz. Sürekli bir koşuşturma içinde  oradan oraya savrulup duruyoruz. Hayatın maddi yönlerini tamamlayıp ,iyi şartlarda yaşamaya çalışırken manevi yönü ağır basan çoğu şeyi unutuyoruz. Oysa ki maddiyatı güçlü kılan şey zaten maneviyatdır. Hayatta ki her şey bir başka şeyden alıp bambaşka bir şeye verir. Bazen bizden bir şeyleri eksiltir. Buna karşı durabilmenin yolu duadır. İstediklerimizi elde ederken ,hatta emeklerimizin karşılığını alırken bile dua etmeliyiz. Zor olan bir tarafı yok. Kuralları yok. Ne zaman içimizden gelirse ,yeri ve zamanı önemli olmadan ellerimizi açıp Allah’a yalvararak yapacağımız bir şeydir dua. Duada sadece zaman unsuru geri plana  atılmaz. Bunun nedeni ise Allah’tan istediğimiz şeyin bizlere doğru zamanı geldiğinde verilmesidir. Dua ederken içimizden nasıl geliyorsa öyle ederiz ama unutulmaması gereken ,aklımıza ve kalbimize sürekli olarak tembihlememiz gereken şey hayırlısını dilemektir. Çünkü; bizim çok istediğimiz bir şey bizim mutsuz olmamıza ,hayatımızın rayından çıkmasına neden olabilir. Bu yüzden güzel dilemek,güzel dua etmek gerekir. Bir hastalık geçirdiğimiz esnada başka bir acıyı o anki duruma değişmek isteyen insanlar vardır ve duaları da buna göredir. Bu yanlıştır. O an durumu her nasılsa ona göre Allah’tan bir şifa istemelidir. Hayat boyunca ,ömrümüz yettiğince yürüdüğümüz yol engellerle dolu olabilir. Bu demek değildir ki her şey zor. Bunlar imtihandır. Daha güzel bir imana sahip olmak için çekilen çile mutluluk vermelidir. Acı değil. Kapılar yüzümüze kapansa bile bizi bekleyen ardına kadar açık kapılar vardır. Bunu bilerek yaşamak şükrün getirdiği duayı da eksik etmeyecektir. Yarının sabahına nasıl uyanacağımızı bilmeden ama nasıl uyanmak istediğimizi bilerek sonlandırırız geceyi. Bu istediklerimizi belirleyen şey ise duadır. İyilikler için şükretmek ,kötülükler içinse son bulması için dua kapısını her zaman aralıklı bırakmalıyız. Kalpler dilediğinde insan o kapıyı açıp da içeri girebilsin diye. Onarılmaz zannettiğimiz yaralar dua sayesinde kabuk bağlayabilir. Allah ol derse her şey olur. Bizim yapmamız gereken tek bir şey var.Elimizden geleni yapıp ,canı gönülden hayırla olmasını dileyip ,sonrası için tevekkül ederek beklemektir.

Bir önceki yazımız olan Gıybetten Korunmanın Yolları başlıklı makalemizde Gıybetten Korunmanın Yolları hakkında bilgiler verilmektedir.