CEVAP
Birkaç günaha müptela olan kimse, birinden caymak isterse, ona, (Diğerlerini bırakmadığına bakılırsa, bu günaha da devam et) denmez. Günah miktarı ne kadar azaltılırsa o denli iyi olur. Tanrı’tan korkup, bir günahtan caymak inanç alametidir. Hadis-i şerifte, (Ömründe bir kez Allahü teâlâyı anan yada Ondan korkan müslüman, Cehennemden çıkar) buyuruldu. [Tirmizi]
Günah işleyen, oruç tutuyor yada zekat veriyorsa, (Aman bu tarz şeyleri bari bırakma) demelidir! Bu ibadetleri de yapmazsa, dinden tamamen uzaklaşabilir. Korkutmaktan oldukca, müjdeleyici olmak gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Rahmet-i İlahiden umut kestirip, dinden nefret ettirenlere nalet olsun!) [Şir’a]
(Kolaylaştırın, güçleştirmeyin; müjdeleyin nefret ettirmeyin!) [Müslim]
Bir genç, (Ya Resulallah, şu üç günahı bırakamıyorum) dedi. O üç günah, yalan, zina ve içki idi. Peygamber efendimiz, (Bu üç günahtan yalanı benim için bırak) buyurdu. Genç kabul edip gitti.
Hemen sonra, öteki iki günahı işlemek isteyince, (Bu günahları işleyip Resulullahın karşısına çıkınca, “Ben işlemedim” desem yalan söylemiş olurum. Eğer işlediğimi söylersem, beni cezalandırır) diye düşündü. Öteki iki günahtan da vazgeçip salihlerden oldu. (Şir’a)
Kelime-i şehadeti dil ile söyleyip kalb ile de onaylama eden müslümandır. En büyük günahı işleyen de müslümanlıktan çıkmaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cebrail aleyhisselam, “Ümmetine müjde ver ki, şirk suretiyle ölmemiş olan Cennete girer” dedi. Ben, “Zina ve hırsızlık eden de mi Cennete girer” diye üç kez sormuş oldum. “Evet, zina ve hırsızlık eden de Cennete girer” dedi. Hemen sonra, “İçki de içse, gene Cennete girer” dedi.) [Buhari] [Bu günahların cezaları çekildikten sonra Cennete girilir.]
Bu müjdeler, insanı günah işlemeye sevk etmemelidir! Her günah, kalbi karartır, insanı küfre götürür ve sonsuz Cehennemde kalmaya sebep olabilir. Allahü teâlânın gazabı günahlar içinde saklıdır. Onun için her günahtan kaçınmalıdır. Belam-ı Baura, oldukca yakarma eden büyük bir âlim iken, bir günah yüzünden kâfir oldu. Günah işleyen derhal tevbe etmelidir! (K. Mutluluk)
Dinden nefret ettirmek
Sual: (Müjdeleyin, nefret ettirmeyin) hadisine karşın, (İnkâr eder yada şu günahı işlerseniz, Cehenneme gidersiniz) benzer biçimde âyet ve hadisleri nakletmek nefrete sebep olmaz mı?
CEVAP
(Nefret ettirmeyin) demek, (Emr-i maruf ve nehyi münkeri terk edin, günahlara verilen cezaları açıklamayın) demek değildir. Yoksa, bu tarz şeyleri bildirmemek, bilimsel gizlemek olur. (Emr-i maruf yaparken, Tanrı için yapın, nefsinizi araya ekleyip, nefrete sebep olmayın, yumuşak olarak bildirin, günah işleyenin kâfir olamayacağını, samimiyetle ve şartlarına uygun olarak tevbe edenlerin affedileceğini de açıklayın) anlama gelir.
Allahü teâlânın azabının şiddetli bulunduğunu bildiren âyet-i kerime ve hadis-i şerifleri nakletmek, (Nefret ettirmeyin) hadis-i şerifine aykırı değildir. Âyet-i kerimeler birbirine aykırı olmaz. Hadis-i şerifler de âyet-i kerimeye aykırı olmaz. Müminin Allahü teâlânın azabından korkması ve rahmetini umut etmesi gerekir.
Yarın âhirette kâfirler, (Bizlere dünyada Tanrı’ın azabının bulunduğunu bildiren kimse olmadı) derlerse, ne yanıt verilecek? Kur’an-ı kerimdeki azap âyetleri, hâşâ gereksiz mudur? Hiç kimseye duyurulmaması mı gerekir? Günah işleyenlerin cezalarının verileceğini bildiren hadis-i şerifleri gizlemek mi gerekir?
(Nefret ettirmeyin) hadis-i şerifini istismar eden, doğrusu kötüye kullanan kimseler, ateist olup, kendilerine hümanist diyen dinsiz kimselerdir.
Allahü teâlânın azabı şiddetlidir. Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Tanrı’a ve Resulüne inanmayan [kâfir olur ve] kâfirler için deli bir ateş hazırladık.) [Feth 13]
(Tanrı’a ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki, Tanrı’ın azabı oldukca şiddetlidir.) [Enfal 13]
(Kullarıma haber ver ki, ben gafur-ur-rahim olduğum benzer biçimde, azabım da oldukca acı, oldukca şiddetlidir.) [Hicr 49–50]
Günah işleyenlerin cezalandırılacağını bildiren üç hadis-i şerif:
(Zina ve faiz yaygınlaşan cemiyet, Allahü teâlânın azabını hak etmiş olur.) [Hâkim]
(Allahü teâlâ, içki içene, içirene, alıp satana, yapana, saklayana, taşıyana, kendisine götürülene ve parasını yiyene nalet etti.) [İbni Mace]
(Livata icra eden melundur.) [İ. Ahmed]