CEVAP
Abdullah bin Zübeyr, Kâbe içinde yıkıntı altında ölmedi. Haccac tarafınca şehit edildi. Ölmüş olsa da fark etmez. (Oraya giren güvende olur) demek, (Oraya girene itimat verin) anlamına gelir. Bu şekilde âyet-i kerimeler çoktur. Örneğin şu âyet-i kerimeye benzer:
(Hacda hanıma yaklaşmak, günah işlemek ve kavga etmek yoktur.) [Bekara 197]
Bu ise, (Hanımınıza yaklaşmayın, günah işlemeyin ve kavga etmeyin) anlamına gelir.
(Benim evime giren itimat altındadır) diyen bir kimse, bu sözüyle, sözü geçmiş olduğu kimselere; (Bundan vazgeçin, ona ilişmeyin. Ben ona eman verdim ve siz de dokunmayın) demek olduğu şeklinde, işte Allahü teâlânın, (Oraya giren güvenli olur) emri de böyledir.
Peygamber efendimiz Mekke’yi fethederken buyurdu ki:
(Ebu Süfyan’ın evine giren güvenli olur, öldürülmekten kurtulur.) [Müslim]
Hazret-i Ebu Süfyan, Mekke’ye gidip müşrikleri İslam’a çağrı etti. İslam ordusunun, şehre girmek suretiyle bulunduğunu haber verdi. (Müslüman olanlar ve benim evimle Mescid-i harama sığınanlar hariç, hepimiz kılıçtan geçirilecektir) dedi. Bu iki yere sığınanlar kurtuldu. Fakat diyelim, biri çıksa, Kâbe’ye gireni de, Ebu Süfyan hazretlerinin evine gireni de öldürse, Resulullahın sözünde çelişki mi olur? Bu söz, (Biz oraya gireni öldürmeyiz) anlamına gelir.
Bu âyet-i kerimede de, (Oraya giren öldürülmez, güvenli olur) deniyor. Doğrusu söz dinleyen Müslümanlar oraya gireni öldürmez anlamına gelir. Orada kendisi ölebilir yada zalimin biri oraya sığınanı öldürebilir. Bunlar değişik şeylerdir. Âyet-i kerimelerde çelişki aramak güneşi balçıkla sıvamaya kalkmaya benzer.