Anasayfa » Alışveriş bilgileri » Borç vermekle ilgili çeşitli sorular

Borç vermekle ilgili çeşitli sorular

Sual: Bir arkadaşa borcum var. Fakat ödeyecek param yok. Bazı eşyalarımı satıp ödemem gerekir mi?
CEVAP
Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye’de diyor ki:
Hadis-i şerifte, (En iyiniz, borcunu bir an ilkin ödeyeninizdir) buyuruldu. Bir kimse, malı olması durumunda, borcunu ödemeyi bir saat geciktirirse, zalim ve asi olur. Namaz kılarken de, oruç tutarken de, uykuda da, kısaca her an, nalet altında bulunur. Borç ödememek öyleki bir günahtır ki, uykuda bile durmadan yazılır. Malı olmak, parası olmak demek değildir. Satılık bir şeyi olup da, satmazsa, günah işlemiş olur. Buhari’deki hadis-i şerifte, (Borcu var iken verilen sadaka kabul olmaz) buyuruldu. Âlimler de, (Borcu olan kimse, borcunu ödemedikçe yağlı ve sirkeli yiyecek yememelidir) buyuruyorlar.

Ödünç veren kimse, “İstediğin vakit öde, benim ihtiyacım yok” dese de, ödeme imkanı var ise ödememek mekruh olur.

Borcu başka maldan ödemek
Sual:
Altın lira olarak alınan borç ödenirken, altının o andaki piyasa kıymeti para olarak yada yağ, pirinç yada başka şey verilse uygun olur mu?
CEVAP
Alacaklı kabul ederse uygun olur.

Ödünç verirken
Sual:
Altının gramı 35 lira olduğu vakit, birine ödünç para verirken 350 lira verip, (Eline geçmiş olduğu vakit 10 gram altın verirsin) demek faiz olur mu?
CEVAP
İmam-ı Ebu Yusuf’a nazaran caiz ise de, şu şekilde yapmak daha uygun olur: Ödünç alacak olan kimse, borç verecek olana 10 gram altını 350 liraya satar. Parayı aldıktan sonrasında sattığı 10 gram altını borç verenden ödünç alır. Böylece 350 lirayı almış ve 10 gram altın borçlanmış olur.

Altına nazaran ödünç vermek
Sual:
24 ayar altının bir gramının fiyatı 40 lira iken, bir dost 400 lira ödünç istese, 400 lirayla 24 ayar altından 10 gram alınabilse, arkadaşa 400 lirayı verip, ödediğin vakit 10 gram 24 ayar altın alabilecek para isterim dense, bir yıl sonrasında altının fiyatı iki misline çıksa, borç ödenirken 10 gram altın yada o denli altın alabilecek kadar para verilse, faiz olur mu?
CEVAP
Faiz olmaz, caiz olur, şundan dolayı 10 gram altın verildi, 10 gram altın isteniyor. Veya o değerde para yada mal isteniyor. Altının kıymeti düşüp çıkabilir. Mühim olan, borç ödenirken, verilen miktardan fazla istememektir.

Borcu başkasına ödemek
Sual: Bir arkadaşa borcum vardı. Dost batkı edip ortadan kayboldu. Başka bir arkadaşın da, bu batkı edende aynı miktar alacağı varmış. Ben borcumu arkadaşa versem, bigün çıkıp gelirse, batkı eden şahsın, benden alacağını istemeye hakkı olur mu?
CEVAP
Evet, hakkı olur. Alacaklının emri olmadan başkasına ödeme yapılmaz.

Faizini vermemek
Sual:
Faizin haram bulunduğunu bilmiyordum. ABD’da çalışırken bir gayrimüslimden faizle para almıştım. Anaparayı ödedim. Alacaklı da aslına bakarsanız istemiyor. Haram olan faizini ödemesem günah olur mu?
CEVAP
Günah olmaz.

Borç yiğidin kamçısıdır
Sual: (Borç yiğidin kamçısıdır)
atasözüyle, Hazret-i Ali’nin, (Dünyada en büyük sorun borçlu olmaktır) sözü çelişmiyor mu?
CEVAP
Çelişmiyor, birbirini açıklıyor. İhtiyacı olunca borçlanmak günah değildir. Peygamber efendimiz de borçlanmıştır. Bir demir zırh ceketini, borcundan dolayı bir Yahudi’ye rehin bırakmıştı.

İnsan borçlu olunca, rahat olması imkansız, boş oturamaz, ödemek için çalışır, çaba eder, bir an ilkin borcumu ödeyeyim der. Borcu çalışmasına destek sağlar. Yiğidin kamçısı da, bu anlama gelir. Yiğit, kamçı yardımıyla, Hazret-i Ali’nin söylediği sıkıntıdan kurtulur.

Ödünç ve âriyetin farkı nedir?
Sual: S. Ebediyye’
de, (Ev, dükkân, hayvan benzer biçimde kıyemî olan, kısaca misli [benzeri] bulunmayan şeyleri ödünç vermek fasiddir, kullanmak haram olur) deniyor. Bu tarz şeyleri âriyet olarak vermek gerekiyormuş. Ödünçle âriyet içinde ne fark vardır?
CEVAP
Ödünç, çarşıda misli, kısaca aynı bulunan her şeyi, belirsiz bir vakit sonrasında kısaca vakit belirleme etmeden, misli geri verilmek suretiyle alınan para yada maldır. Buna (Karz-ı hasen) de denir. Bugün verip yarın istenebilir. Örneğin ekmek, yağ, pirinç, tuz benzer biçimde şeyleri alan, yerine aynı miktarını verir.

Âriyet ise, bir malın menfaatini, kullanılmasını bedelsiz olarak vermek anlama gelir. Örneğin birinin evinde, bir ay parasız oturulabilir, her şeyi kullanma yetkisi verilmişse, her şeyini kullanabilir. Atını, otomobilini alır, yedi gün yada anlaşması ne kadarsa, o denli gün kullanabilir. Birinin gelinliği âriyet olarak alınıp kullanılabilir. Yapınış gelinlik ödünç de alınıp verilebilir. Eğer alınan gelinlik, kıyemî bir mal kısaca aynı çarşıda bulunmayan özel bir şey ise, ödünç alanın bunun kıymetini ödemesi lazımdır.

(Şu yerlerde, şu zamana kadar, şu şekilde kullanabilirsin) diye âriyet vermek de caizdir.

Bir evi, dükkânı âriyet olarak alan, kiraya ve rehine veremez. Sahibi isteyince yada sözleşmedeki müddeti bitince, âriyet alınan şeyin geri verilmesi lâzım olur.

Âriyet olarak kullanılmak suretiyle alınan mal, işi bitince sahibine verilir. Ödünç alınan mal ise, harcanır, tüketilir. Yerine aynı tür maldan verilir.

Ödünç verirken
Sual:
Ödünç veren kimse, borçlusunun yemeğini yese yada ondan armağan alsa (Çıkar getiren her borç faizdir) hadisine nazaran faiz olur mu?
CEVAP
Şâfiî’de, antak kalma yapmış olup çıkar sağlamak şartıyla borç verirse faiz olur, şartsız olursa faiz olmaz. Örneğin borç verenin, alacağı olandan herhangi bir armağan kabul etmesi, yemeğini yemesi yada herhangi bir halde kendine borcu olanın malından, parasından faydalanması, âdet bu şekilde ise, caizdir. Hanefî’de ve Mâlikî’de ise, ödünç verenin, borçlusunun malından faydalanması haramdır. (Mizan-ül kübra)

Borcu başkasının vermesi
Sual:
Hanımıma vermem ihtiyaç duyulan mehr-i müecceli, anam, babam, komşum yada başka biri bana vekâleten verebilir mi? Örneğin annem, hanımım olan gelinine, sözleşmedeki mehir kadar takacağı altını, (Bu altınlar, oğlumun mehr-i müecceli) diyerek verse, o da kabul etse, mehrim verilmiş olur mu? Yoksa paranın muhakkak benden mi çıkması lazımdır?
CEVAP
Hayır, paranın bizlerden çıkması gerekmez. Hanım, takılan altını mehr-i müeccel olarak kabul ederse, kim takarsa taksın, kimin parasıyla verilmiş olursa olsun, mehir borcu ödenmiş olur. Bunun benzer biçimde, başka biri vekâletimizi alarak kurbanımızı, adağımızı, yemin kefaretimizi yada zekâtımızı kendi parasıyla halletse, ibadetimiz yerine gelmiş olur.

Sual: Herhangi bir kimsenin, bir yere olan borcunu, o kimsenin haberi olmadan ödeyerek, o borçlu kimseyi kendine borçlu yapmak dinen uygun olur mu?
Yanıt:
Birinin borcunu ondan izinsiz ödeyerek, onu kendine borçlu yapmak caiz değildir.

Bir önceki yazımız olan Borcu geciktirme cezası başlıklı makalemizde borcu, cezas ve geciktirme hakkında bilgiler verilmektedir.

Kontrol Et

Şık ve güzel giyinmek

Sual: Zenginin eski elbise giymesi uygun mudur?CEVAP Resulullah efendimiz, eski elbiseli birine, (Malın yok mu?) …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.