Alışveriş bilgileri – Cennetin Bahçesi https://www.cennetinbahcesi.com Dini Paylaşım Sitesi Thu, 10 Oct 2019 00:13:28 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.7 110917297 Haram mal https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/10/haram-mal/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/10/haram-mal/#respond Thu, 10 Oct 2019 00:13:28 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6076

Sual: Yüzde yüz haramdan gelen bir para ile cami yaptırmanın yada hayır yapmanın dinimiz açısında bir mahzuru var mıdır?
Yanıt: Mevzu ile ilgili olarak İbni Âbidînde ve Kâdî-zâde Ahmed efendi, Birgivî vasıyyetnâmesi şerhinde diyor ki:
“Bir kimse, elindeki kati haram olan maldan sadaka verse, sevap umsa, alan fukara, haramdan bulunduğunu bilerek, verene Tanrı razı olsun dese, veren de yada başka bir kimse de amin dese, hepsi kâfir olur.” Ek olarak İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Haram olduğu malum belli mal ile cami yaptırmak ve başka hayır yaptırmak ve bunlara karşılık sevap beklemek de küfürdür.”

Haram yoldan gelen mülk olmaz
Sual: Bir kimse, haram yollardan para elde etse, bu tarz şeyleri nafaka için kullanabilir mi ve zekâtını vermesi gerekir mi?
Yanıt:
Bir kimsenin tam mülkü demek; helal yoldan gelip, kullanımı mümkün ve helal olan öz malı anlamına gelir. Vakıf malı, kimsenin mülkü değildir. Bir kimsenin gasp, sirkat kısaca hırsızlık, rüşvet, kumar, alkollü içki satışının semeni kısaca karşılığı, bedeli ve fasit olarak satın almış olduğu mal benzer biçimde, haram malı kendi helal malı ile yada çeşitli kimselerden almış olduğu haram malları birbirleri ile karıştırmamış ise, bu haram mallar, o kimsenin mülkü olmaz. Kullanımı, nafaka yapması helal olmaz. Bunlarla cami ve başka hayırlar yapması imkansız. Bunların zekâtını vermesi farz olmaz. Şu demek oluyor ki, zekât nisabının hesabına katılmazlar. Sahipleri yada vârisleri belli ise, kendilerine geri vermesi farzdır. Belli değil ise, hepsini sadaka olarak fakirlere dağıtır ise de, sonrasında sahibi çıkıp, tazminini, ödemesini isterse, tazmin eder. Sahiplerini buluncaya kadar dayanamayıp bozulacak malı, kendi kullanıp, sonrasında tazmin etmesi, kısaca benzerini, aynı yoksa kıymetini ödemesi caiz olur.

Her insanın elindeki mal, onun mülküdür
Sual: Bir kimse, helal ve haram yoldan gelen parayı karıştırmış olsa, bu kimsenin verdiği alınır mı ve ikram etmiş olduğu yenir mi?
Yanıt:
Her insanın elinde bulunan malı onun mülkü bilmelidir. Gasp, zulüm, rüşvet, hırsızlık, faiz, haraç ve hıyanet yollarından biri ile ve alkollü içki satarak ele geçmiş olduğu açıkça malum bir malı onun mülkü olmaz. Bunu ondan almak, kullanmak, yiyecek helal olmaz. Başka malları, mülkü kabul edilir. Onları verince almak haram olmaz. Haramdan toplamış olduğu malları, kendi helal malı ile ya da birbirleri ile karıştırsa, buna Mülk-i habîs denir. Bu habis karışımdan verince, haram bulunduğunu tanımadığı malı, parayı almak caiz olur. Bu sebeple, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe hazretlerine bakılırsa, bu şekilde haramdan gelen ve emanet olarak alınan paraları kendi helal malı ile yada birbirleri ile karıştırıp da ayıramazsa, hepsi habis mülkü olur ve kendi helal malından sahiplerine tazmin etmesi, ödemesi lazım olur. Tazminden sonrasında, bu habis mülkünü kullanımı caiz olur. Fasid akit ile habis mülk olan malı kullanmak ise, asla caiz değildir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/10/haram-mal/feed/ 0 6076
Vekalet ve vekil olmak https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/vekalet-ve-vekil-olmak/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/vekalet-ve-vekil-olmak/#respond Wed, 09 Oct 2019 19:13:26 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6075

Sual: Vekalet nedir, birisine iyi mi vekalet verilir, iyi mi vekil yapılır ve haberci diye kime denir?
Yanıt:
Vekalet, bir kimsenin, bir işi yapmak için, başkasını kendi yerine koyması, başkasına iş havalesi anlamına gelir. Yerine geçirilen başka hiç kimseye Vekil denir. Vekil edene Haiz denir. Bir kimsenin sözünü başkasına götürene Resül yada Haberci denir.

Birini vekil yapmak, gerektirme ve kabul ile olur. Kısaca “Seni vekil yaptım” ve “Kabul ettim” sözleri yada yazıları ile olur. Vekil, yanıt vermeden, işi hayata geçirmeye başlasa, kabul etmiş olur. İş habersiz yapıldıktan sonrasında, sahibinin, izin verdim demesi ile de, vekil etmiş olur. Kiracı kira ile, kiradaki malı onarım etmeye vekil yapılabilir.

Sual: Bir malı satın almak için vekil olan kimse, o malı kendisi için satın alabilir mi?
Yanıt:
Belli bir malı satın almaya vekil olan kimse, o malı kendisi için satın alamaz. Kendim için aldım dese bile, sahibinin olur. Sahibi yanında iken, kendisi için almış olduğu mal, vekilin olur.

Sual: Bir mevzuda vekil olan kimse, bir başkasını aynı mevzuda vekil edebilir mi?
Yanıt:
Vekil, sahibinden ek olarak izin almadıkça yada “istediğini yap” diyerek “Umûmî vekil” edilmedikçe, başkasını kendine vekil yapması imkansız. Yalnız, zekât vermek için olan vekil, izinsiz olarak başkasını, o da başkasını vekil yapabilirler. İkinci vekil, direkt doğruya sahibin vekili olur.

Sual: Bir kimse, vekil olduğu kimsenin malını, kendi istediği fiyata satabilir mi ve kendisi satın alabilir mi?
Yanıt:
Umumi vekil olan şahıs, sahibinin şu demek oluyor ki vekil olduğu kişinin malını, dilediği fiyata satabilir. Fiyat söylenmiş ise, daha aşağı satamaz. Satarsa, öder. Vekil, sahibinin malını, kendine satın alamaz ve akrabasına da satamaz. Sadece, bunlar, umumi vekil ise yada değerinden yüksek satabilir. Umumi vekil, peşin de, veresiye de satabilir. Fakat, peşin sat yada şu malımı sat da borcumu ver denildi ise, veresiye satamaz.

Sual: Bir kimse, vekiline, falan hiç kimseye sadaka ver dese, vekil kendi parasından verse, sonrasında bunu, vekil edenden geri isteyebilir mi?
Yanıt:
Bir kimse, falana ödünç yada sadaka ya da armağan ver dese, vekil bunu verince, emredenden isteyemez. Sonrasında ben sana veririm dedi ise, isteyebilir.

Sual: Bir kimse, başka birinin bahçesindeki elmaları toplayıp fakirlere dağıtın diye komut verse, bu emre uyanlar, dağıttıkları elmaların bedelini öderler mi?
Yanıt:
Hepimiz, sadece kendi mülkü için komut verebilir. Başkasının malını denize at diye birisi komut verse, bu emre uyup o mal denize atılmaz, atan öder. Vekiline, borcumu, kendi malından öde dese, vekil kabul etse bile, ödemeye zorunlu olmaz. Fakat, vekilde alacağı yada emanet parası var ise, o vekil, emri hayata geçirmeye, ödemeye mecburdur. Malımı satıp öde dese, bu emri, yalnız ücretli vekil hayata geçirmeye zorunlu olur.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/vekalet-ve-vekil-olmak/feed/ 0 6075
Vakıf ve vakıf malı https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/vakif-ve-vakif-mali/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/vakif-ve-vakif-mali/#respond Wed, 09 Oct 2019 14:13:11 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6074

Sual: Dükkânım daha ilkin vakfa aitmiş. Vakıf alınıp satılmadığına gore, kazancım helâl midir?
CEVAP
Vakıf statüsündeki vakıf, alınıp satılmaz ve mülk olarak kullanılmaz, fakat sizinkinin bir tek adı vakıftır. Bugünkü vakıfların durumu değişiktir. Bugün çeşitli vakıflar kurulmuştur. Bunlar yardım teşkilatı olup, dinimizin bağışlama ahkâmına tabidir. Şu demek oluyor ki bunlar yardım yerleridir, vakıf değildir. Vakıf malı, vakfeden kimsenin koyduğu şartlara gore yönetim edilir. Dernekler, yardım teşkilatları ise, başkanlarının emirlerine gore iş görür. Buradaki paralar bağışlama edenlerden çıkmıştır. Orayı yönetim edenler, bu paraları çeşitli hayır işlerine sarf edebilirler.

Bunların isminin vakıf olması, dinimizin vakıf hükmüne dâhil edilmesine sebep olmaz. Örneğin, melekler yiyip içmez, fakat bir kadının adı Melek ise, bu da yiyip içmeyecek denmez. Siz dükkânınızı gaspetmediniz. Hak sahibisiniz. Müstahak olarak kullanmanızda dinen bir mahzuru olmadığı İslâm Ahlâkı kitabında yazılıdır.

Vakıf malını satmak
Sual:
Vakıflar Genel Müdürlüğünce satılan dükkân yada arazi benzer biçimde vakıf mallarını satın almak caiz midir?
CEVAP
Caizdir, bu sebeple vakıflıktan çıkarılmıştır.

Sual: Vakıf olarak yapılmış bir bina, eskimiş ve kullanılamaz duruma gelmiş ise, bu binanın malzemelerini başka yerde kullanmanın mahzuru olur mu?
Yanıt:
Vakıf olarak meydana getirilen cami, bina harap olunca, işe yaramayan parçaları satılıp, kendi tamirine, tamiri mümkün değilse, yakın bulunan bir vakıf binanın tamirine, onun ihtiyacına sarf edilir. Başka bir yere sarf edilemez.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/vakif-ve-vakif-mali/feed/ 0 6074
Ticaretin önemi https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/ticaretin-onemi/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/ticaretin-onemi/#respond Wed, 09 Oct 2019 09:12:50 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6073

Sual: Bazı kimseler, (Tecim, üçe aldığını beşe satmaktır. Bu da, dinen pek uygun değildir) diyorlar. Ticaretle uğraşmak, tüccar olmak uygun değil midir?
CEVAP
Dinimizde tecim de, doğru tüccar da övülmüştür. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Bolluk ticarettedir.) [Ebu Davud]

(Rızkın dokuzu ticarette, biri de hayvancılıktadır.) [İbni Sa’d]

(Cennette tecim olsaydı, manifaturacılığı emrederdim, bu sebeple Ebu Bekir manifaturacıydı.) [Deylemi]

(En iyi kazanç, el emeğiyle kazanılandır. Tecim de makbuldür.) [Hâkim]

(Doğru tüccar, Peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir.) [Tirmizi]

(Doğru tüccar, Kıyamet günü Arş’ın gölgesinde olacaktır.) [Deylemi]

(Doğru tüccar, Cennetin hiçbir kapısında bekletilmez.) [İ. Neccar]

(En uygun kazanç şu tüccarındır ki, ticarette yalan söylemez, sözünden dönmez, satarken malını övmez, alırken de [ucuza almak için] kötülemez.) [Deylemi]

(Korkak tüccar yoksun kalır, yürekli tüccar rızka kavuşur.) [Kudai]

(Şu üç kimse, başka himayenin bulunmadığı Kıyamet günü, Tanrı’ın himayesindedir:
1- Güvenilir tüccar,

2- Âdil yönetici,
3- Namaz kılmak
için vaktin girmesini hararetle bekleyen kimse.) [Hâkim, Deylemi]

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/ticaretin-onemi/feed/ 0 6073
Mislî ve kıyemî mal https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/misli-ve-kiyemi-mal/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/misli-ve-kiyemi-mal/#respond Wed, 09 Oct 2019 04:11:38 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6072

Sual: Kitaplarda, (Emanetçi, emanet edilen altın parayı aynen geri verir. Yitirmiş yada telef etmişse, benzerini veremez, kıymetini öder. Bir altın lira gasbeden, bunu aynen öder. Bu yoksa benzerini veremez, kıymetini öder) deniyor. Niye aynı verilemiyor da, kıymeti veriliyor?
CEVAP
Altın paraların biri eski yada yeni tarihindeki ya da antika olduğundan kıymeti değişik olabilir. Bunun için, emanet edilenin aynısını vermek gerekir. Aynı de olsa, başka altın verilemez. Telef olduysa, kaybolduysa, gene aynı verilemez, şundan dolayı benzerinin kıymeti değişik olabilir. Emanet edilen altın paranın kıymeti, kıymeti ne ediyorsa onu vermek gerekir.

20 gram bilezik yerine, aynı olan başka bilezik verilmez. Verilen bileziğin ağırlığı 20 gramdan değişik olabilir. Eğer ağırlığı 20 gramsa, bir ihtimal ayarı değişiktir. Biri 22, diğeri 18 ayar olabilir. Ayarı da, ağırlığı da aynı olsa, bu sefer, işleme, işçilik farkı olur. Onun için emanet edilen altının kıymeti ödenir.

Bir mal, ya mislî yada kıyemî olur. Mislî malı telef eden, benzerini, kıyemî malı telef eden, kıymetini öder.

Mislî, çarşıda aynı vasıfta aynı bulunan mal olup, tutarları değişik olmaz.

Ağırlıkla, hacimle ve uzunlukla ölçülenlerden fabrikada, tezgâhta meydana getirilen şeyler ve sayıyla ölçülenlerden, aynı büyüklükte olanlar, sözgelişi aynı büyüklükteki yumurtayla karpuz böyledir.

Kıyemî, çarşıda aynı bulunmayan, bulunsa da tutarları değişik olan maldır. Uzunlukla ölçülenlerden tarla, elde dokunan halı, ev, dükkân, irili ufaklı olan karpuz kıyemîdir.

İkisine de bir örnek verelim:
Yapınak imalatı olup, modeli de markası da aynı olan bir halıyı telef eden, benzerini alıp verir, fakat elde özel olarak dokunmuş bir halının aynısı başka yerde olmadığı için, kıymeti her neyse onu öder.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/misli-ve-kiyemi-mal/feed/ 0 6072
Teayyün etmek https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/teayyun-etmek/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/teayyun-etmek/#respond Tue, 08 Oct 2019 23:09:11 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6071

Sual: S. Ebediyye’de, (Semen, para atama edilince, sahih olan sözleşmelerde teayyün etmez. Şu demek oluyor ki söz kesilirken atama edileni vermek lazım değildir. Misli, aynı verilebilir. Mehirde, nezirde [adakta] ve vekil yapmakta da teayyün etmez. Emanet, bağışlama ve sadaka vermekte, şirkette ve gaspta teayyün eder. Mebi daima teayyün eder) deniyor. Mehirde 11 Reşat altını vermeyi taahhüt etmiştik. Şimdi onun yerine, o değerde başka mal, TL, Dolar, Euro vesaire verebilir miyiz?
CEVAP
Ilkin bu kelimelerin, alışveriş ilmindeki manasını bilmek gerekir.

Mebi: Satılan maldır. Mebi atama edilir ve atama edilince, teayyün eder.
Semen: Mebi’e karşılık verilmesi lazım olan mala, bedele, paraya semen denir.
Belirleme etmek: Söz kesilirken bu malın ayn olması anlama gelir.
Teayyün etmek: Söz kesilirken atama edilince, ayn olarak kalmak, deyn haline dönmemek anlama gelir. Teayyün eden malın kendisini vermek lazımdır. Benzerini, hatta daha iyisini alması için müşteriyi zorlayamaz. Teayyün etmeyen mal helak olursa, bunun yerine, eşeysel, miktarı ve vasfı aynı olan, aynı verilebilir.
Ayn: Belli bir mal anlama gelir. Bir ev, bir at, bir iskemle şeklinde kıyemî olur yada yumurta şeklinde misli olan mal anlama gelir.
Deyn: Alışverişte hazır olmayıp ayrı olarak, bulunmuş olduğu yeri bildirilmeyen her türlü mala ve hazır ise de, ayrı olarak gösterilmeyen kıyemî mal parçasına denir.
Mislî mal: Çarşıda aynı vasıflarda aynı bulunan mal olup, tutarları başka olmaz. Ağırlıkla, hacimle ve uzunlukla ölçülenlerden fabrikada, tezgâhta meydana getirilen şeyler ve sayı ile ölçülenlerden aynı büyüklükte olanlar böyledir. Aynı büyüklükte karpuz, yumurta mislî maldır.
Kıyemî mal: Misli olmayan mal, çarşıda aynı bulunmayan, bulunsa da tutarları değişik olan maldır. Ev, elde dokunmuş halı ve elbise kıyemî maldır.

Şimdi suali cevaplandıralım:
O kısmın başlangıcında, (Semen, para atama edilince, sahih olan sözleşmelerde teayyün etmez. Şu demek oluyor ki söz kesilirken atama edileni vermek lazım değildir) deniyor. Burada, teayyün etmez demenin ne demek olduğu açıklanıyor. (Teayyün etmez demek, atama edileni vermek koşul değildir anlama gelir) deniyor. Şu demek oluyor ki misli, aynı de verilebilir anlama gelir.

(Mehirde, nezirde ve vekil yapmakta teayyün etmez) deniyor. Teayyün etmez demek, sözleşilenin aynısı vermek, aynısını yapmak koşul değildir anlama gelir. Aynı değerde TL yada başka mal da verilebilir. İmkân var ise aynısını vermek iyi olur.

Bunun şeklinde, insan, bir koyun adasa, istediği koyunu kesebilir. Birini bir işe vekil yapsa, illa o işi ona yaptırması gerekmez, başka birini de vekil edebilir.

Ödünçte bile, alacaklı kabul ederse, yerine başka bir mal verilebilir.

Emanette ise, atama edilen teayyün etmiş olur. Şu demek oluyor ki cep telefonu emanet edilmişse, aynısını vermek gerekir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/09/teayyun-etmek/feed/ 0 6071
Pazarlık sünnettir https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/08/pazarlik-sunnettir/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/08/pazarlik-sunnettir/#respond Tue, 08 Oct 2019 18:08:31 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6070

Sual: Alışverişte pazarlık koşul mıdır?
CEVAP
Koşul değildir. İhtiyaç var ise pazarlık yapılır. Pazarlık sünnettir. Alışverişte Müslümanın aldanması caiz olmadığı şeklinde, aldatması da caiz değildir. Üç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Müslümanı aldatan bizlerden değildir.) [İ. Rafiî]

(Bizi aldatan bizlerden değildir.) [Taberânî]

(Aldatan Cennete giremez.) [Tirmizî]

Fakirlerin malını fazla parayla almalı, onları sevindirmeli, fakat zenginden mal alırken aldanmak sevab değildir, kötüdür. Malı zayi etmektir. Mümkünse pazarlık edip ucuz almak lazımdır. Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin, her aldıklarında pazarlık eder, ucuz almaya uğraşırlardı. Kendilerine, (Bir günde birçok sadaka veriyorsunuz da, bir şey satın alırken niçin uzun pazarlık ederek yoruluyorsunuz?) dediklerinde, (Verdiklerimizi Tanrı rızası için veriyoruz. Ne kadar oldukça versek gene azdır, fakat alışverişte aldanmak, aklın ve malın noksan olmasındandır) buyururlardı. (Kimya-yı mutluluk)

Pazarlık etmek
Sual: Pazarlık sünnet olduğundan, biz şu fiyata verir misin desek, satıcı razı eğer olmazsa ne yapacağız?
CEVAP
Pazarlık etmek demek, illa ucuza almak demek değildir. Şu fiyata verir misin, demekle pazarlık edilmiş, sünnet yerine gelmiş olur.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/08/pazarlik-sunnettir/feed/ 0 6070
Mühayee ne demektir? https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/08/muhayee-ne-demektir/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/08/muhayee-ne-demektir/#respond Tue, 08 Oct 2019 13:08:22 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6069

Sual: (Ev, tarla, zaman içinde yada mekânla mühayee olunur) ne anlamına gelir?
CEVAP
Mühayee, mülkiyeti ortak olan bir malın getirilerinin ortaklar içinde bölüşülmesi anlamına gelir. Bunlar şu demek oluyor ki ev, tarla, hacimle ölçülmediği yada tartılmadıkları için kendilerinden değişik bir halde yararlanmak faiz olmaz anlamına gelir. Birkaç örnek verelim:
1- İki kişinin, değişik değerlerde ortak iki evi olsa, uyuşurlarsa, iyi evde birinin, fena evde ötekinin oturması caizdir.

2- Biri diğerinden kıymetli olsa da, ortak oldukları evde ortağın birinin oturması, ötekinin tarlayı ekmesi caizdir.

3- Ortak tek ev olsa, bir yıl birinin, diğeri yıl ötekinin oturması caizdir. Tarla da bunun gibidir, bir yıl birinin, diğeri yıl ötekinin ekmesi caizdir.

Ortakların hissesi
Sual:
(Ağaç, yün, süt benzer biçimde ayn [misli, benzeri] olan şeylerde mühayee olmaz. Eğer, bu tarz şeyleri mühayee edip, hisselerinde hâsıl olan farkı helalleşseler, gene helal olmaz) ne anlamına gelir?
CEVAP
Hacimle ölçülen yada tartılabilen şeyleri, ölçmeden paylaşmak faiz olur anlamına gelir. Birkaç örnek verelim:
1- Bir ağaçtaki meyveleri bir yıl ortağın birinin, diğeri yıl ötekinin alması caiz olmaz. Her yılınkini eşit olarak paylaşmaları gerekir.

2- Meyve bahçesi var ise, ağaçlar çoksa, belli sayıdaki ağaçların meyvesini ortağın biri, öteki ağaçtakileri de diğeri alamaz. Hepsinin toplanıp bölüşülmesi gerekir.

3- İnek tek ise, ineği bigün biri sağsa, diğeri gün diğeri sağsa ya da bir ay biri sağsa, bir ay diğeri sağsa caiz olmaz. Her gün alınan sütün eşit olarak paylaşılması gerekir.

4- İnekler, koyunlar çoksa, hayvanların bir kısmını biri sağsa, ötekilerini de öteki ortak sağsa caiz olmaz. Her gün sağılan sütleri ortakların her gün paylaşmaları gerekir.

5- Ortak olan koyunların yününü bir yıl biri, öteki yıl diğeri kırkıp alsa caiz olmaz. Her yıl kırkılıp ortaklar içinde eşit olarak paylaşılır.

6- Koyunların yarısının yününü biri alsa, öteki yarısını da diğeri ortak alsa caiz olmaz. Hepsi kırkılıp ortaklar içinde eşit olarak paylaşılır.

7- Birkaç tarladan çıkan buğdayın yada başka mahsulün değerine nazaran paylaşmak caiz olmaz. On teneke iyi buğday yerine ötekinin on bir teneke kalitesiz buğday alması caiz değildir. Kalitesiz de olsa eşit olarak paylaşmaları gerekir.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/08/muhayee-ne-demektir/feed/ 0 6069
Ticarette ırk, din farkı olmaz https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/08/ticarette-irk-din-farki-olmaz/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/08/ticarette-irk-din-farki-olmaz/#respond Tue, 08 Oct 2019 08:08:17 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6068

Sual: Ticaretle uğraşıyor, ithalat ve ihracat yapıyorum. Müşteriler içinde her milletten insan var. İngilizlerle Yahudilerle tecim yapılması uygun değil deniyor. Bu tarz bir olay var mı?
CEVAP
Öyleki bir şey yok. Dinimizde, ticarette ırk ve din ayrımı yoktur. Her milletten, her dinden insanlarla alışveriş yapmakta, hatta onların işinde çalışmakta sakınca yoktur.

Tarih süresince Müslüman ülkelerdeki gayrimüslimler, İslam devletinin himayesinde oldukça rahat idiler. Onların ne dinine karışılıyor, ne de yakarma etmelerine engel olunuyordu. İstedikleri sanat ve tecim ile serbestçe uğraşıyorlardı.

Dinimiz, bilimsel, sanatı, ticareti, ziraatı emretmiştir. Bir âyet-i kerime meali:
(Tanrı, alışverişi helal, faizi haram kıldı.) [Bekara 275]

Dâr-ül-harbde, bir müslümanın, kazanmak şartı ile, kumar, faiz ve sigorta yolu ile, para kazanmasının caiz olduğu, (Kuduri, Cevhere, Vikâye, Hindiyye, Mebsut, Dürr-ül-muhtâr, Redd-ül-muhtâr) benzer biçimde saygın eserlerde yazılıdır. Aynı husus Mecma’ul-enhür ve Dürer’de de, (Lâ ribâ beynel müslimi vel harbiyyi fi daril harbi = Dâr-ül-harbde, müslüman ile kâfir içinde faiz yoktur) hadis-i şerifi ile bildirilmektedir. Bundan dolayı, onların malını rızaları ile almak mubahtır. Fakat mallarına istila etmek, zorla almak caiz değildir.

Kilise tamirinde çalışmak da mekruh değildir. Zira, bu işin kendisi günah değildir. (Bezzaziyye)

İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Ücretle kâfirin şarabını taşımak, domuz çobanlığı yapmak, kilise onarım etmek ve Hristiyan’a zünnar [papaz kuşağı] benzer biçimde sövgü alametlerini satmak imam-ı a’zama nazaran caizdir. (Redd-ül muhtar)

Eski hak dinlerde de kâfir ülkesinde çalışmak ve kâfire hizmet yasak değil idi. Dinimizde de yasak değildir. Şimdiki Müslümanların Avrupa’ya çalışmaya gitmesi benzer biçimde, Mekke müslümanları da Habeşistan’a hicret etmişler, orada gayrimüslimlerin işlerinde çalışmışlardı.

Yusuf aleyhisselam, Peygamber olması durumunda, kulların sıkıntıda bulunduğunu görüp, hükümet reisi kâfir iken, ona giderek vazife istedi. Böylece, insanlara hizmet etti. O halde, kullara hizmet edeceğini bilen ve bunu kendinden başka meydana getirecek kimsenin bulunmadığını gören, bu vazifeye bir zâlimin geçmesini önlemek ve Müslümanlara hizmet etmek için, kâfir olan âmirden bile vazife istemelidir.

Peygamber efendimiz vefat etmiş olduğu vakit, bir demir zırh ceketi, otuz kilo arpa için, bir Yahudi’de rehin bırakılmış bulunmuş oldu. Hazret-i Ali de vefat ederken, dünya malı olarak, geride Düldül adındaki, Resulullah efendimizden kalan katırı ile, Zülfikar adındaki kılıcı ve kutsal gömleği kalmıştı. Bunlar da, bir Yahudi’de rehin, şu demek oluyor ki ipotek idi.

Kâfirlerin yapmış olduğu malları, ürettiği gıdaları, elbiseleri kullanmakta yada onlarla tecim yapmakta bir sakınca yoktur. Başta Peygamber efendimiz olmak suretiyle, eshabı kiram ve 14 çağ süresince âlimiyle evliyasıyla tüm Müslümanlar kâfirlerle tecim yapmışlardır.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/08/ticarette-irk-din-farki-olmaz/feed/ 0 6068
Maç tahmini mekruh mudur? https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/08/mac-tahmini-mekruh-mudur/ https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/08/mac-tahmini-mekruh-mudur/#respond Tue, 08 Oct 2019 03:08:03 +0000 http://www.cennetinbahcesi.com/?p=6067

Sual: TV’de bazı sporcular maç tahmini yapıyorlar. Bazı kimseler bunların tahminine bakılırsa kumar oynuyorlar. Bunların tahmini kumara sebep oluyor. (Harama sebep olan haram işlemiş olur) kaidesine bakılırsa bu tahminler haram olmaz mı? Bir tarihçi, mekruh olur demiş. Doğrusu haram mı, mekruh mu?
CEVAP
Bizim ölçme hayata geçirmeye yetkimiz yoktur. Din kitaplarında ne diyorsa o nakledilir. Şeyhlik meydana getiren bir hoca, (Üzümlerden şarap yapıldığı için üzüm yetiştirmek haramdır) diyerek üzüm bağlarını söktürmüştü. Din kitaplarında üzümden şarap yapılsa da üzüm yetiştirmenin asla mahzuru olmadığı bildiriliyor.

Başka bir hoca da, aynı mantıkla, bıçakla kaynanasını kesenler var diye, bıçak yapım etmek haramdır demişti. Oysa din kitaplarında bıçak yapım etmenin mahzurunun olmadığı bildiriliyor.

TV’lerde çeşitli tahminler yapılabilir. Şu parti kazanacak şu parti kaybedecek diye. Ya da dernek seçimlerinde şu aday kazanır diğeri kazanamaz diye tahminler yapılabilir. Bu tahminlere bakılırsa kumar oynayanların çıkması, ötekilerinin tahminlerini etkilemez, onlara günah olmaz.

Bir zamanlar ABD’da kumar yasak edilmişti. Tüm tedbirlere karşın bunun önüne geçilemedi. Kahvede yada sokakta, iki şahıs birbirine para verip alıyor. Sivil polis bu tarz şeyleri gözetledi, kumar oynadıklarını anlamış oldu fakat, ne ile oynadıklarını tespit edemedi. Sonrasında öğrenildi ki, yoldan geçen arabaların numarası tek ise, biri diğerine para veriyor; çift ise, ötekinden alıyor. Otomobilde plaka bulundurmak kumara sebep oluyor diye plakayı sökmek gerekmez. Bunun için din kitaplarında haram yada mekruh diye bildirilmeyen şey için kendi aklına bakılırsa ölçme yaparak bu haramdır, bu mekruhtur demek yanlış olur.

]]>
https://www.cennetinbahcesi.com/2019/10/08/mac-tahmini-mekruh-mudur/feed/ 0 6067