Sual: (Allah’ı kim yarattı) diyenler oluyor. Yaratıcı mahluk olur mu asla?
CEVAP
Normal olarak yaratan yaratılmış olmaz; şundan dolayı yaratıcı, varlığının başlangıcı ve sonu olmayan, var olmak ve varlıkta durmak için hiç kimseye muhtaç olmayan, anlamına gelir. Onu kim yarattı diye sorulursa, bunun sonu gelmez, sonsuza kadar gider. Bu da mümkün olmaz. Hâşâ, Allah’ı biri yarattı denirse, Tanrı yaratıcı değil, mahluk doğrusu yaratılmış olur. Mahluk, doğrusu yaratılmış olan ise, yaratıcı olmaz. Bunun için, varlığı kendiliğinden olan ve varlığının başlangıcı olmayan tek bir yaratıcı bulunması gerekir, o da Allahü teâlâdır. İki hadis-i şerif meali şöyledir:

(Şeytan, “seni kim yarattı” diye vesvese verince, “Tanrı yarattı” denirse, “Onu kim yarattı” diye, vesvese verir. Kendisine, bu şekilde vesvese gelen kimse, “Ben Tanrı ve Resulüne inanç ettim” desin.) [Buhari]

(Tanrı’ın yarattığı şeyleri tefekkür edin, fakat zâtını tefekkür etmeyin.) [Ebuşşeyh]

Tanrı’ın yaratma enerjisini idrak etmek için
Sual:
Tanrı’ın varlığına inanmayan bazı kimseler, (Tanrı her şeye gücü yetiyorsa, kendisi benzer biçimde bir ilah yada kaldıramayacağı bir taş yaratabilir mi?) benzer biçimde sorular soruyorlar. Yanıt verir misiniz?
CEVAP
Bunlar benzer biçimde sorular sorarak güya Müslümanları zor duruma sokmaya çalışıyorlar. Aklı ve bilimsel olan kimse için bu soruların cevapları oldukca basittir.

Kur’an-ı kerimde iki ilah olursa, yerin göğün nizamının bozulacağı bildirilmektedir. (Enbiya 22)

Her şeyi yaratmaya gücü yetenin, ikinci bir ilaha ihtiyacı olmaz. İki yada daha oldukca ilah olunca arada anlaşmazlıklar çıkar. İki başlı yönetim yürümez. İki amir olmaz. İnsanlar bile tecrübeleriyle bunu tespit edip, veciz sözlerle itiraf etmişlerdir. Bu konudaki atasözlerinden bazıları şöyledir:

Bir küllükte bir horoz olur.
Bir gemide iki kaptan olmaz.
Bir gemiyi iki kaptan batırır.
Bir tahta iki padişah sığışmaz
.
İki karılı ev süpürülmeden kalır.
İki aslan bir posta sığmaz.
İki cambaz bir ipte oynamaz.
Dokuz derviş bir kilimde uyur da, iki padişah bir iklime sığmaz.

Tanrı’ın yaratma enerjisini idrak etmek için Allahü teâlâyı ve tüm sıfatlarını iyi bilmek gerekir. Allahü teâlânın kıdem sıfatı da vardır. Şu demek oluyor ki evveli yoktur, mahluk, doğrusu mahlûk değildir. Tanrı’ın yarattığı her şey mahlûk olur. (Tanrı, evveli olmayan, doğrusu kıdem sıfatlı bir varlık, doğrusu bir ilah yaratabilir mi?) demek tenakuz [çelişki] olur. Yaratılan şey yaratıktır, mahlûktur. (Bir şey yarat ki, mahlûk olmasın!) denmez. Şundan dolayı yaratılan şey mahlûk olur. Mahlûk olan şey de yaratıcı olmaz. Onun için, (Tanrı kendisi benzer biçimde yaratıcı olan bir ilah yaratabilir mi?) sözü, mantıksız, tutarsız bir sözdür.

Her mahluk, bir yaratıcı tarafınca yaratıldı gerçeği kabul edilmezse, inanmayan da bu işe yanıt veremez. Örnek olarak bir kimse, ben nereden geldim dese, bu sırayla Hazret-i Âdem’e kadar gider. Ondan sonrasında, Onun topraktan yaratıldığı, toprağı da Tanrı’ın yarattığı anlaşılır. İnanmayanların söylediği benzer biçimde, Allah’ı da başka bir ilah yarattı denirse, bu oldukca yanlış olur, şundan dolayı bu sefer de onu kim yarattı denir. Onu da bir başkası yarattı denirse, bu sefer peki onu kim yarattı denir. Bu sonsuza kadar bu şekilde sürüp gider, bir netice alınamaz. Her şeyin bir sebebi vardır. Bu sebepleri kendisinin sebebi ve başlangıcı olmayan biri yaratabilir o da Tanrı’tır.

Allah’ı cisim benzer biçimde, insan benzer biçimde düşünenler, (Tanrı kaldıramayacağı taş yaratabilir mi?) diye soruyorlar. Tüm kâinatı aniden yok edebilir. Hepsini de aniden yaratabilir. Kur’an-ı kerimde mealen, (Ol dememiz kâfidir) buyuruluyor. Bir taşa ağırlık veren, yer çekimi kuvvetini yaratan Odur. Yer çekimini yaratmasa idi, ağırlık da olmazdı. Yarattığı her şeye hâkimdir, gücünün yetmeyeceği bir şey olmaz. Yarattığı her şeye gücü yeter. Her şeye gücü yetenin gücü yetmediği şey olmaz. Gücü yetmediği bir şey, kaldıramadığı bir taş yaratabilir mi demek mantıksızlık olur.

Bilincinde olmadan Tanrı’a inanmak
Sual:
Evrende gördüğümüz maddelerin öncesiz olması mümkün müdür?
CEVAP
İslam âlimleri diyor ki:
Öncesiz olan şey değişmez. Sonradan olan değişmiş olur. Maddenin [elementlerin] fizik ve kimya özellikleri değişmektedir. Demek ki maddeler öncesiz değildir. Maddeler, ezelde değişmemiş olsalardı, şimdi de, asla değişmezdi. Öncesinden değişmek yoktu, sonradan değişmeler oldu da denilemez. Şundan dolayı, değişmek için, bir kuvvetin etki etmesi gerekir. Değişmek sonradan başlayınca, kuvvetin de, sonradan var olduğu, öncesiz olmadığı anlaşılır.

Görülüyor ki, maddenin öncesiz bulunduğunu söylemek, doğa kuvvetlerinin sonradan olduklarını, öncesiz olmadıklarını ortaya koymaktadır.

Fen ve doğa bilginleri, birçok nebat ve hayvan nesillerinin tükenip yok olduklarını, birçok türlerin de, sonradan meydana geldiklerini anlamışlardır. Canlı, cansız her şeyin bir ömrü vardır. Her şeyin ömrü, doğrusu varlıkta kalma zamanı başkadır. Ömrü saniye ile ölçülen varlıklar olduğu benzer biçimde, asırlarca yaşayanlar da vardır. En uzun ömürlü varlıklar, element denilen rahat cisimlerdir. Bunların ömürlerinin oldukca uzun olması, tabiatçıları şaşırttığı için, (Cisimler yok olur, maddenin fizik ve kimya özellikleri değişmiş olur; fakat madde yok olmaz) demişlerdir. Oysa, maddenin, cisimlerin değişmelerinin sonsuz olarak, bu şekilde gelip, bu şekilde gideceğini söylemek, ister istemez, öncesiz ve sonsuz olan varlığa inandığını söylemek ve kabul etmektir. Bu da Allahü teâlânın varlığının, öncesiz bulunduğunu, maddecilerin ve tabiatçıların da inkâr edemeyeceklerini göstermektedir.

Ateistler, canlı cansız, her şeyin sonsuz olarak, birbirlerinden meydana geldiklerini, ayrıca, elementlerin asla yok olmadıklarını söylüyorlar. Oysa, elementler de atomlardan meydana gelmiştir. Atom yığınlarıdır. Atomlar da yoktan var edilmiştir. Elementler sonsuz öncelerde var olup, her şey bunların çeşitli birleşmelerinden, öncesiz meydana gelseydi, bu tarz şeyleri birleştirmek için, sonsuz öncelerde, çok büyük enerjinin, sonsuz kudretin bulunması gerekirdi. Şundan dolayı, enerji olmadan, atomlar birleşemez. Öncesiz olması ihtiyaç duyulan o kudret, her şeyi yoktan yaratanın kudretidir. Demek ki, ateist de kendi mantığına nazaran, ister istemez, Tanrı’ın varlığını kabul etmiş olmaktadır. Atomlar da, elementler de, sonsuz öncelerde yoktu, sonradan oldu. Öncesiz olan yalnız Allahü teâlâdır.

Diyorlar ki: Bir şeyin var olması için, o şeyi gerçekleştiren şeyin öncesinden var olması gerekir. Bunun da var olması için, bunu gerçekleştiren şeyin de var olması gerekir. Öncesiz demek, ucu, başlangıcı yok anlamına gelir. Başlangıçta bir şey eğer olmazsa, ondan meydana gelecek şeyler de olmaz. Mevcut şeylerin hiçbirinin var olmaması gerekir. O halde, her maddenin, her tür varlığın, öncesinden yok iken sonradan var edilmiş, tek bir şeyden çoğaldığı anlaşılmaktadır.

Maddecilerin (sonsuz öncelerde var olmak = öncesiz var olmak) sözleri, maddeler, cisimler için, mümkün değildir. Sadece madde olmayan, bir yaratıcı için bu mümkün ve gereklidir. Varlıkların meydana gelmesinde çelişki olmaması, doğrusu bir başlangıcın olması için bu şarttır.

Görülüyor ki, öncesiz olan doğrusu öncesiz, madde olmayan bir varlık vardır. Bu varlık inkâr edilirse, şu görülen tüm varlıklar inkâr edilmiş olur. Mevcut varlıkları inkâr etmek mümkün olmadığına nazaran, zaruri olarak bu tarz şeyleri yoktan yaratan ve kudreti sonsuz olan bir varlığa inanmak mecburiyeti ortaya çıkmaktadır. Bu varlık elbet Allahü teâlâdır.

Tanrı’ın varlığı
Sual:
Tanrı’ın varlığının kendinden olduğu, sonradan var olmadığı iyi mi kanıtlama edilir?
CEVAP
Ahmed Asım Efendi buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, hâşâ öncesiz olmasaydı, sonradan var olsaydı, Onu yaratan bir yaratıcı bulunurdu. Bu yaratıcı öncesiz ise, Tanrı odur. Sonradan var olduysa, onu da yaratan biri lazım olur. Böylece, öncesiz olmayan yaratıcılar zinciri mevcut olur. Bu zincire teselsül denir. Teselsül ise imkânsızdır. Şu şekilde ki: Bir şeyin sonsuz yaratıcılarını, birinciden başlayarak, sonsuz olarak, yan yana dizelim. İkinci yaratıcıdan başlayarak, ikinci bir sıra daha düşünelim. Sonsuza giden ikinci sıra, birinci bayağı bir noksan olduğundan, kısadır. Kısa olana sonsuz denilemez. İkinci sıra, sonsuz olamadığı için, bundan bir fazla olan birinci sıra da, sonsuz olması imkansız. Şu demek oluyor ki, bir ucu sonsuza giden yarım doğru düşünülebilir; fakat böyle bir durum mevcut olması imkansız. Teselsül olması imkansız. Sonsuz sayıda yaratıcılar olması imkansız. Sonsuz mevcud bir yaratıcı olur. Bu tek yaratıcı, ezelidir, ebedidir, sonsuz olarak vardır. Varlığı kendindendir, başkasından değildir. (Emali kasidesi şerhi)

Bir önceki yazımız olan Allahü teâlâ ilah değil mi? başlıklı makalemizde allahu ve teala hakkında bilgiler verilmektedir.

Cennet

Share
Published by
Cennet

Recent Posts

Creative Ways To Use Lighting In A Hallway Without Windows

Appendix J regulates the repair, renovation, alteration, and reconstruction of legally existing buildings and is…

2 sene ago

How to open the Windows 11 Snipping Tool with a keyboard shortcut to capture, edit, and save screenshots

Once you have taken a screenshot and used the native marking tools, if you want…

2 sene ago

Why won’t my Fitbit device sync?

Once the update is complete, your phone will restart. After the phone restarts, try to…

2 sene ago

How to Screenshot on Windows Take a Screen Shot on PC

Select one of the available restore points to do system restore in Safe Mode. It…

2 sene ago

Free Document Signing DocuSign Electronic Signature App

Stella has been working in MiniTool Software as an English Editor for more than 4…

2 sene ago

Best dating sites

Many local newspapers had online personals in the mid 1990s but were bought out by…

2 sene ago