Anlayarak Kur-an Okumanın Gereklilikleri
Toplumumuzda Kur’an-ı Kerim en fazla okunan kitaplardan bir tanesi. Ancak Kur’an-ı Kerim’in yer almadığı ev olmamasına rağmen en az anlaşılan kitap ne yazık ki yine Kur’an-ı Kerim’dir. Allah, Kur’an-ı Kerim’i yalnızca bir kısım insanın okuyup anlaması diğer kısmın anlamaması halinde bile Arapça metinden okuyarak kul olma vazifelerini yerine getirmeleri adına indirmemiştir. Kur’an-ı Kerim’in Yusuf Suresi 2. ayetinde şu cümle yer almaktadır ve biz onu iyice anlamanız için Arapça bir kitap yaptık derken Zuhur Suresi 3. ayette ise iyice anlamanız için biz onu Arapça bir Kur’an-ı Kerim yaptık, denmektedir.
Allah-u Teala bizim Kur’an-ı Kerim’i okuyarak anlamamızı ve aynı zamanda da ibadetlerimizi de bu doğrultuda Kuran’da belirtildiği üzere gerçekleştirmemizi istemiştir. Yüce Allahımız kullar arasında hiç şüphe yok ki mutlak adalet sunmaktadır. Hiç bir kuluna adaletsiz davranmayacak olan Allah-u Teala, Kur’an-ı Kerim’i yalnızca belli bir toplum için değil bütün insanlığa göndermiştir ve herkesin de anlayabilmesi için Arapça dil ile indirmiştir. Bu da bize Alah’ın lütfudur.
Kur’an-ı Kerim’i anlamadan yalnızca Arapça metinden okumak, hikmetlerini tam olarak bilip, onları yaşantımızda uygulamamız ne kadar doğru olabilir ki? Mesela günlük yaşantımızda ve kıldığımız namazlarda Fatiha suresini okuyoruz. Peki, bu duayı okurken anlamını bilerek mi okuyoruz? Namaz kılarken Fatiha suresini okurken Hamdın Alemlerin Rabbi olan Allah’a özel olduğunu, Allah’In rahman ve rahim olduğunu, hesap gününün sahibi olduğunu, sadece ona ibadet ederek sadece O’dan yardım dilediğimizi ve bizi sapanların yolundan değil, doğru yola sevk etmesini istediğimizi düşünerek okuyabiliyor muyuz? Namaz kılarken okuduğumuz bütün surelerin anlamına vakıf olmadan ya da rükuya veya secdeye vararken Allah’a nasıl ve ne içeren duaları bilmeden namazımızı huşu içinde kılmamız ne kadar doğru ve mümkün olabilir ki? Tabii namaz kılarken asıl önemli olan ibadet şuuru olmakla birlikte en azından öğrenebildiğimiz kadar anlamını bildiğimiz, öğrenmeye çalıştığımız duaların da anlamlarını bilerek, gayret göstermemiz bizim hayrımıza olacaktır. Okuduğumuz duaların anlamını bilmek ve namazda okurken anlamlarını düşünerek okumak ya da Kur’an-ı Kerim’in namaz öncesinde mealini okuyarak namaz kılarken, bu mana ve içerik üstünde düşünmek ve bu sebeple de şeytana vesvese vermemesi için de fırsatları engellemiş olursunuz.
Allah-u Teala’ya kul olduğumuzu göstermek ve tam anlamıyla yerine getirmek için Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın bizlere Peygamberimiz aracılığı ile bildirdiği hükümleri kendimizin de bilmesi gerekiyor. Kur’an-ı Kerim’i tam anlamıyla bilmeden ibadet etmek de mümkün olmayacaktır. Allah’ın bize neyi helal neyi haram kıldığını, neyi yapmamız neyi yapmamamız gerektiğini ve nasıl ona kul olma vazifemizi eksiksiz şekilde yerine getirebileceğimizi yani tüm bunları bizlere Kur’an-ı Kerim’de bildirmiştir. Bunların hepsini bilerek yaşantımıza uygulamamız durumunda da tam anlamı ile ibadet etmiş sayılırız. Kur’an-ı Kerim bizlere batıl olan ile hakkı birbirinden ayırarak, doğru yolu bulmamıza ve hidayete ermemize yardımcı olmak adına yol gösterici olması amacı ile indirilmiştir. Günümüzde ise Kur’an-ı Kerim daha çok vefat eden yakınlarımızın ruhu için, nazardan ve büyüden korunmak için, hasta olanlara şifa olması için ve kıldığımız namazlarda gerekli olduğu için okunmaktadır. Kur’an-ı Kerim yalnızca bu nedenlerle değil, tüm insanlığa bilmemiz gerekenleri anlattığı için okumamız gerekmektedir.
Şunu da söylemek gerekir ki Kur’an-ı Kerim’i Arapça dinlemek ve okumak da tabii ki ibadettir ancak burada söylenmek istenen Arapçayı öğrenmeniz ve böylece Kur’an-ı Kerim’i anlamanız değil, tercümeler ve mealler aracılığı ile Kur’an-ı Kerim’de yer alan hükümleri öğrenme çabasıdır. Bir çok kişi Arapça yazı okumakta zorluk çektiği iin yalnızca aklında kalanlarla ya da ezberledikleri ile yetinmektedirler. Bu ve bunun gibi nedenleri bir kenara bırakarak Kur’an-ı Kerim’de yer alan hükümleri öğrenmemiz kendi hakkımıza iyi olacaktır. Bu da tercüme ve meallerin okunması ile mümkün olacağı için bol bol bu kitapları okumanız hayrınıza olacaktır. Çünkü Kur’an-ı Kerim’in Türkçe tercüme ve meallerinin de okunması son derece sevaptır ve bu da bir ibadettir. Allah-u Teala tüm ibadetlerimizi ve dualarımızı kabul etsin (Amin)
Şöyle çevrenize baktığınızda bu konuda uzman pek çok isim görebilirsiniz. Üstelik bu isimler yıllarca Kur’an-ı Kerim mealini gerçekleştirmek ve herkesin anlayacağı bir dile tercüme etmek için ömürlerini vermişlerdir. Allah’a ibadet etmek ve bunu kendi dilimiz üzerinden yapmak hem daha anlaşılır olacak hem de duaları ve anlatılanları daha iyi anlamanıza vesile olacaktır. Hz. Cebrail meleğin Hz Muhammet’e ilk sözü “Oku” olmuştur. Siz de hayatınız boyunca okumalı ve en doğru şekli ile Allah’ın rızasına nail olmalısınız. Onun için değil midir Hz. Muhammet ile cehalet dönemi sona ermiş ve insanların okuyarak, okudukları doğrultusunda hareket ve ibadet ederek hayatlarını sürdürmeleri imkan dahilinde sağlanmıştır.
Düşünsenize, anlamını ve içeriğini bildiğiniz duaları daha bir şevk ve duygu ile Allah-u Teala’ya gönderecek ve bu duygularla daha bir içselleştirerek ibadetinizi daha bir huşu içinde yaşayabileceksiniz. Dolayısı ile anlamak ve anlayarak dua etmek bunun için de okumak ve araştırmak çok önemli. Ülkemizde pek çok din adamı ve hoca Kur’an-ı Kerim üzerinde araştırmalar yapmış, tam kelime anlamlarıyla tercüme etmiş bir kısmı da mealini yaparak, ne anlatmak istediğini güzel cümlelerle anlayabileceğimiz hale getirmiştir. Siz hangisini tercih ederseniz edin, önemli olan içindeki duyguyu ve anlatmak istediklerini anlamak ve hayatınızda uygulamanız olacaktır.
Bir çok yerde ve toplantıda Kur’an-ı Kerim’in Arapça’sı okunmakta ve dinlenmektedir. Bu da sonsuz derecede sevap olmakla birlikte kelimelerin ve söylenenlerin anlaşılması durumunda siz kendinizi zaten yakın olduğunuz Hak’ka daha yakın hissedecek ve daha duygulu ve hisli şekilde ibadetinizi yerine getirebileceksiniz. Üstelik ne okuduğunuzu ve anladığınızı bilmek şeytanın vesvese veren fısıltılarından da kurtulmanıza olanak sağlayacak ve gönlünüz bu anlamda da daha refah içinde ve ferah olacaktır. Onun içindir ki, yalnızca ölülerimizin ardından ya da ibadetlerimiz sırasında yapacaklarımızı değil, tüm hayatımıza yol ve ışık verecek olan Kur’an-ı Kerim kitabımızı Türkçe meal ve tercümesi ile okumanız kendi hayrınıza olacaktır.
Allah-u Teala bizi her koşulda duymakta ve gözetmektedir. İbadetlerinizi nasıl ya da hangi dilde yapıyor olmanız değil içindeki samimiyet ve duygu yoğunluğu önemlidir. Bunun içindir ki, bildiğiniz ve anladığınız dilde dua etmek ve Allah’a olan inancınızı ve isteklerinizi belirtmek sizin için daha güzel ve hayırlı olacaktır.
Anlamadığınız bir dilde ibadet etmek yerine gönlünüzün, ruhunuzun elverdiği ölçüde anladığınız şekli ile ibadet etmek, dua etmek, af dilemek sizin de kendinizi daha iyi hissetmenize olanak tanıyacaktır. Bizler Allah-u Teala’nın kullarıyız ve Kur’an-ı Kerim’i tam okumadan ve Hz. Muhammet’in bize bildirdiği tüm hükümlerin farkında olmadan ibadet etmemiz de mümkün olmayacaktır. Allah-u Teala O’nun ne demek istediğini tam olarak anlaşılsın ve anlatılabilsin diyerek Kur’an-ı Kerim’i Hz. Muhammet’e Arapça indirmiştir. Şimdi siz de tam olarak anlamak ve çevrenizdeki insanlara anlatabilmek için Kur’an-ı Kerim’i Türkçe okumalısınız.
Bir önceki yazımız olan Huşu ile Namaz Nasıl Kılınır? başlıklı makalemizde e kitap, huşu ve Huşu ile Namaz Nasıl Kılınır hakkında bilgiler verilmektedir.
paylaşım için teşekkürler