Günah ve şirk ayrıdır

Sual: Günah ayrı, şirk ayrı mıdır?
CEVAP
Din kitaplarında büyük günahlar sayılırken şirk de sayılmıştır. Sözgelişi hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Büyük günahlar, Tanrı’a şirk koşmak, ana babaya asi olmak, adam öldürmek ve yalan yere yemindir.) [Buhari]

Başka bir hadis-i şerifte ise, (Günahlar üç türlüdür: Kıyamette affedilmeyen günahlar, terk edilmeyen günahlar, dilerse Allahü teâlânın affedeceği günahlar) buyuruldu. Kıyamette asla affedilmeyen günahlar şirktir. Kur’an-ı kerimde de mealen, (Allahü teâlâ şirkten başka günahları dilerse affeder) buyuruluyor. (Nisa 48)

Terk edilmeyen günahlar ise kul haklarıdır. Allahü teâlânın dilerse affedeceği günahlar ise, kul hakkı bulunmayan günahlardır. (Berika)

(Günah işleyen kâfir olmaz) denince, şirkin, küfrün buna dahil edilmediği anlaşılır.

Gizli saklı şirk, riyadır. Allahü teâlâ, ameline riya karıştıran kimse için, (Şu kimse, benimle iyi mi alay ediyor) buyurur. Bu, şuna benzer: Bir genç, imamın kızı ile evlenmek ister. İmamın gözüne girmek için, namazlarını ön safta kılar, imama hizmet eder. Maksadı imama hizmet değil, kızı alabilmek için zemin hazırlamaktır.

İşte riya ile amel eden kimse de, insanların kalbinde yer etmek ister. Bu ise Allahü teâlâ ile alay etmek olup büyük günahtır. Onun için Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Riya minik şirktir.) [Taberani]

(Şirkten sakınınız! Şirk, karıncanın ayak sesinden daha gizlidir.) [Hakim]

Bir kimse, namaz kılarken, insanları görünce, daha dikkatli hareket ederse, Tanrı’tan gayrıya da tazim etmiş olur. Bu ise, şirke yakındır. Görünüşte Tanrı’a tazim ediyorsa da, kalben insanlara tazim etmektedir. İbni Mesud hazretleri, bu şekilde kimseler için, (Bunlar Tanrı’ı hafife almış sayılırlar) buyurdu. Tanıdıklarının yanında ibadetlerine itina gösteren kimse, hükümdarın yanında ayak ayak üzerine atıp da, onun hizmetçilerinin yanında ayağını indirip edebe riayet eden ahmağa benzer.

Resul-i ekrem efendimiz, karıncanın ayak sesinden daha gizli saklı olan şirkten sakınılmasını emretmiştir. Bu öyleki bir riyadır ki, hepimiz bunu kolay anlayamaz. Bir kimse, ibadetlerini gizli saklı yapar, hiç kimseye duyurmak istemez. Hatta duyulsa da sevinmez. Sadece, yapmış olduğu ibadetler, dine hizmetler için, başkalarının kendisine saygı duymasını bekler. Eğer bu şekilde bir hizmeti olmasaydı, kimseden saygı, sevgi beklemezdi.

İbadetlerini sırf Tanrı rızası için yapmış olduğu halde, insanların kendisine kıymet vermesini istemesi, gizli saklı şirktir. Hazret-i Ali bildiriyor ki, bu şekilde kimseler için kıyamette Allahü teâlâ, şu şekilde buyuracaktır:
(Dünyadaki alışverişlerde, size kolaylık gösterilmedi mi? İhtiyaçlarınız görülüp size iyilik, ikram edilmedi mi? İşinizin karşılığını dünyada aldınız, şimdi size sevap yoktur.)

Yapmış olduğu ibadetlerin ve iyiliklerin başkaları tarafınca duyulmasına, takdir edilmesine sevinmek riya alametidir. Bir kimse, (Gece Bekara suresini okudum) dedi. İbni Mesud hazretleri, (Bunu açığa vurmakla, okuduğunun karşılığını dünyada almış oldun) buyurdu.

Başka biri de, (Ya Resulallah, tam bir yıl oruç tuttum) diyince, Peygamber efendimiz, (Oruç tutmamış oldun) buyurdu. (Müslim)

İbadetleri, iyilikleri açığa vurmaktan sakınmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kimse, yapmış olduğu amelini duyurmaya çalışırsa, riya yaparsa, bundan vazgeçene kadar, Allahü teâlânın gazabında olur.) [Taberani]

Her çeşit günahın ve kötülüğün en kötüsü küfürdür. Küfrün çeşitleri vardır. Hepsinin en kötüsü, en büyüğü şirktir. Bir şeyin her türünü bildirmek için, oldukca kere, bunların en büyüğü söylenir. Bunun için, âyet-i kerimelerde ve hadis-i şeriflerde bildirilen şirk, her çeşit sövgü anlamına gelir.

Tanrı’a şirk koşan, tevbe ederse, tevbesi kabul olur. Tevbe etmeden, şirk suretiyle, doğrusu müşrik olarak ölen kimseyi, Allahü teâlâ affetmez. Müşrik, ölmeden ilkin tevbe ederse affolur. (Redd-ül-muhtar)

Hatta, bir kâfir Müslüman olunca, tüm günahları sevaba çevrilir. Allahü teâlânın affı ve mağfireti boldur. İman edip salih amel işleyince, günahlarını sevaba tebdil etmektedir. Mülk Onundur, dilediğine, dilediği kadar kayra eder. Bunda şaşılacak bir şey yoktur.

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Tevbe edip inanç eden ve salih amel işleyenlerin günahlarını sevaplara çeviririm. Tanrı oldukca bağışlayıcı ve oldukca esirgeyicidir.) [Furkan 70]

Bu âyet-i kerimenin Hazret-i Yırtıcı için indirilmiş olduğu Hadika’da bildirilmektedir. Medarik tefsirinde, (Tevbe edip)ten murad, (Şirkten tevbe edip) demek olduğu bildirilmektedir. Demek ki, şirkten tevbe edip inanç edenlerin günahları sevaba çevrilmektedir.

Mümini öldürmek
Sual: Bir âyetin mealinde, (Bir mümini kasten öldüren, ebedî Cehennemde kalır) deniyor. Ebedî Cehennemde kâfirler kalıyor. Katillik sövgü mü oluyor?
CEVAP
Katillik sövgü değil, büyük günahtır. Bir mümini kazaen yada alacak, borç, dünya işleri benzer biçimde herhangi bir sebeple öldüren kâfir olmaz. O âyet-i kerimeyi Ehl-i sünnet âlimleri, (Bir mümini, mümin olduğundan öldüren ebedî Cehennemliktir) diye açıklamışlardır.

Bir âlime bakılırsa sövgü
Sual:
Namaz kılmayan bir kimse, Hanbeli’ye bakılırsa kâfir olarak ölürken, öteki üç mezhebe bakılırsa ise kâfir olmuyor. Âhirette buna hangi mezhebe bakılırsa işlem edilecektir?
CEVAP
Âhirette her insana, kendi mezhebinden sorulacaktır. Sadece küfre düşme benzer biçimde hususlarda, bin âlim bir hususa sövgü dese, bir âlim sövgü değil dese, Allahü teâlâ o bir âlimin ictihadına bakılırsa o kimseyi kâfir hükmüyle yargılamıyor. Bu büyük bir rahmet ve nimettir.

Sual: İmanının gittiği kati olarak bilinmeyen bir hiç kimseye kafir denebilir mi ve nalet edilebilir mi?
Yanıt:
Namaz kılan bir kimsenin, sövgü olan bir şeyi, açık olarak ve zaruretsiz söyleyerek yada kullanarak, kafir olduğu anlaşılmadıkça, başkalarına uyarak, buna kafir demek caiz olmaz. Kafir olarak öldüğü bilinmedikçe nalet edilmez. Aslına bakarsan kafire dahi nalet etmek caiz değildir.  Bunun için, Yezîd’e nalet etmemek daha iyidir.

Bir önceki yazımız olan Küfre rıza nasıl olur? başlıklı makalemizde kufre hakkında bilgiler verilmektedir.

Kontrol Et

Şık ve güzel giyinmek

Sual: Zenginin eski elbise giymesi uygun mudur?CEVAP Resulullah efendimiz, eski elbiseli birine, (Malın yok mu?) …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.