Anasayfa » Dinimiz ve bâtıl dinleR>Dinimiz » Dinimizde ırkçılık yoktur

Dinimizde ırkçılık yoktur

Sual: Irkçılık nedir, ırkçılığın dinimizdeki yeri nedir?
CEVAP
İslamiyet, hangi ırk, dil ve ülkeden olursa olsun, tüm Müslümanların birbirinin kardeşi bulunduğunu bildirir. Tanrı indinde hepimiz, insan olarak, bir tarağın dişleri şeklinde birbirine eşittir. Namaz kılarken, en büyük rütbeli bir Müslümanla en minik rütbeli, en zenginle en fukara, bir beyazla bir zenci Müslüman yan yana durur ve Allahü teâlâya beraber secde ederler. Dinimizde ırk ve millet üstünlüğü yoktur. Müslüman zenci bir hizmetçi, kâfir bir beyaz kraldan üstündür. Kâfir kral sonsuz Cehennemde, Müslüman zenci hizmetçiyse sonsuz Cennette kalacaktır.

Asla kimse ana babasını seçemediği için, ırkını, milliyetini de seçemez. Sadece, ceddinin dine hizmetlerinden dolayı ırkını sevmesi, kabahat olmaz. Örneğin, Osmanlı Türklerini sevmek kınanmaz. Hatta hizmetlerinden dolayı devamlı yakarma etmek gerekir.

Yahudi kendini asil bilir. Hristiyan, zenciyi aşağı görür. İslam dini, ırk, renk, milliyet, siyasal inanç, lisan ve eğitim seviyesi ayırt etmeden, her insanoğlunun onur ve itibarına saygı eder.

Kendi ırkını dinimizin üstünde tutmak yada kendi milletinden olan gayrimüslimi başka milletten olan Müslüman’dan üstün tutmak, ırkçılık olur. Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifler, ırkçılığı, ırk üstünlüğünü kati olarak reddetmektedir. Bir âyet-i kerime meali:
(Ey insanoğlu, sizi, bir erkekle bir hanımdan yarattık. Birbirinizle tanışmanız için milletlere ve kabilelere ayırdık. Tanrı indinde en üstününüz, takvada en ileri olanınızdır.) [Hucurat 13] (Takva, Allahü teâlâya inanıp, Onun buyruk ve yasaklarına riayet etmektir. Özetlemek gerekirse haramlardan sakınmak anlama gelir.)

Bundan önceki âyet-i kerimede, Ey inanç edenler buyurulurken, bu âyet-i kerimede Ey insanoğlu şeklinde hitap edilmektedir. Hitap yalnız inananlara değil, tüm insanlaradır. Tüm insanoğlu, aynı ana-babadan, şu demek oluyor ki Hazret-i Âdem ile Hazret-i Havva’dan meydana geldiler. Bu bakımdan bir ırkın diğerine üstünlük taslamaya hakkı yoktur.

Âyet-i kerimede, tanışmakta kolaylık olması için, milletlere ve milletler içinde kabilelere ayrıldığımız ve Tanrı indinde üstünlüğün, Müslümanlığa bağlılıkla ölçüleceği bildirilmektedir. Araplar yada Yahudiler üstündür denmiyor. Birkaç âyet ilkin de Müminler sadece kardeştir buyuruluyor. (Hucurat 10)

Arapların yada başka bir ırkın değil, yalnız müminlerin kardeş olduğu açıkça bildirilmektedir. Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, cahiliyet övünmelerini sizden kaldırdı. Hepiniz Âdem aleyhisselamın evlatlarısınız. Âdem ise topraktan yaratıldı.) [Tirmizi]

(Rabbiniz bir olduğu şeklinde, babalarınız, dininiz ve Peygamberiniz de birdir. Arabın Aceme, [Arap olmayana] Acemin Otomobil üstünlüğü olmadığı şeklinde, kırmızının karaya, karanın kırmızıya üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takva iledir.) [İbni Neccar]

(Acemlerden, dininizi kabul edenler ve nesebinize katılanlar olacaktır.) [Hâkim]

(Müslümanlar kardeştir. Takva hali hariç, kimsenin hiç kimseye üstünlüğü yoktur.) [Taberani, Ebu Nuaym]

(Ey Kureyşliler, kıyamet günü hepimiz ameli ile gelir. Siz dünyayı omuzlayarak gelmeyin! O halde gelip de, “Ya Resulallah” deseniz, tarafınıza bakmam.) [Taberani]

(İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri şeklinde eşittir.) [İbni Lal]

Peygamberimizin tevazuu
Peygamber efendimiz, (Ben sizin en iyiniz olduğum şeklinde, babam da babalarınızdan daha iyidir) buyurmuştur. Bu şekilde söylemek öğünmek değildir. Peygamber efendimiz tevazu ehli idi. Bu şekilde söylemesi hakikati bildirmek içindir. (Ben evliyayım) demek öğünmek olur; fakat (Ben Peygamberim) demek bu şekilde değildir. Gerçeği bildirmek vazifesi olduğu ve vazifesini yapmak mecburiyetinde de olduğundan bu şekilde buyurmuştur. Nitekim imam-ı Rabbani hazretlerinin, (Mektubat) kitabında bildirdiği hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamette, ilkin gelenlerin ve sonrasında gelenlerin seyyidiyim. Hakikati bildiriyorum, öğünmüyorum.)

(Allahü teâlânın habibiyim. Peygamberlerin reisiyim. Öğünmek için söylemiyorum.)

(Peygamberlerin sonuncusuyum, öğünmüyorum, ben Abdullah’ın oğlu Muhammed’im “aleyhissalatü vesselam”. Allahü teâlâ insanları yarattı. Beni insanların en iyisinde yarattı. Allahü teâlâ, insanları fırkalara [kavimlere, ırklara] ayırdı. Beni, en iyisinde bulundurdu. Sonrasında bu en iyi fırkayı kabilelere [cemaatlere] ayırdı. Beni, en iyisinde bulundurdu. Sonrasında, bu cemaati evlere ayırdı. Beni, en iyi evden [yani aileden] dünyaya getirdi. İnsanların en iyisiyim. En iyi ailedenim. Kıyamette, hepimiz sustuğu vakit, ben söyleyeceğim. Kimsenin kımıldayamadığı vakitte, onlara şefaat ediciyim. Kimsede umut kalmadığı bir zamanda, onlara müjde vericiyim. O gün her iyilik, her türlü yardım, her kapının anahtarı bendedir. Liva-i hamd benim elimdedir. İnsanların en hayırlısı, en cömerdi, en iyisiyim. O gün emrimde binlerce hizmetçi vardır. Kıyamet günü, Peygamberlerin imamı, hatibi ve hepsine şefaat edici benim. Bunu öğünmek için söylemiyorum.) [Hakikati bildiriyorum. Hakikati bildirmek vazifemdir. Bunları söylemezsem, vazifemi yapmamış olurum.]

Millet ve milliyetçilik
Sual:
(Millet din anlama gelir. Bunun için Fransız milleti, Türk milleti denmez. Türk milliyetçisiyim demek de, Türkün dinindenim demek olur ki oldukca yanlıştır) diyenler çıkıyor.
CEVAP
Millet kelimesi çeşitli manalara gelir. Birkaçı şöyledir:
1- Din manasında kullanılır. “Millet-i İbrahim”, “Millet-i Resulullah” şeklinde.

2- Ümmet manasında, bir din mensuplarının tamamına denir. “İslam milleti”, “Yahudi milleti” şeklinde.

3- Topluluk manasına gelir. “Kâfirler tek millettir”, “Kâfir milleti zalimdir” şeklinde.

4- Derslik, tür, taife manasına kullanılır. “Hanım milleti”, “Sürücü milleti” şeklinde.

5- Halk manasına kullanılır. “Bu millet, iyiye layıktır” şeklinde.

6- Kavim manasında kullanılır. Din, dil, tarih, anane, kültür, ideal ve vatan birliği olan topluluk anlama gelir. “Türk milleti”, “Arap milleti” şeklinde.

Milliyetçi demek, aynı dine mensup, aynı dili konuşan, ortak zamanı olan, aynı gelenekleri ve aynı kültürü olan, aynı ideale ve aynı vatana haiz olan kimse anlama gelir. “Ben milliyetçiyim” demek yanlış olmaz. Kelimenin yalnız bir manasını düşünmek doğru değildir.

Sual: Fransa’dan yazıyorum. Mısırlı bir dostum var. Bayrağını din şeklinde kabul etmektedir. Bayrağıma paçavra diyen kâfir olur diyor. Bu şekilde sevgi ve ırkçılık olur mu?
CEVAP
Mısır bayrağının öteki bayraklardan farkı ne de, ona bez yada paçavra diyen kâfir oluyor? İster Mısır, ister Libya yada öteki milletlerin bayraklarına paçavra demek, uygun değilse de, kâfir olmayı gerektirmez. Her millet, kendi bayrağını sevebilir. Fakat ırkçılık yaparak, (Hangi milletten olursa olsun benim bayrağımı sevmeyen kâfir olur) demek oldukca yanlıştır.

Sual: Tesettüre riayet eden, namazlarını kılan Müslüman bir çingene kızıyım. Müslüman bir Türk ile evleneceğim. Fakat babam, ırk ayrımı yapıyor, (ileride mesele çıkar) diyor. Dinimizde ırk ayrımı var mıdır? (Çingene ile evlenince, tuğla eriyinceye kadar yıkanılsa cünüplük çıkmaz) sözü doğru mu?
CEVAP
Türk, Arap, Ermeni, Fransız iyi mi bir ırk ise, çingene de bir ırktır. Türkün, Arabın Müslümanı ve başka dinden olanı olduğu şeklinde, çingenelerin de, Müslümanları ve başka dinden olanları vardır.

Dinimizde ırk ve renk ayrımı yoktur. Tanrı indinde, Müslüman bir çingene, Müslüman olmayan bir Türk kralından oldukca üstündür. Biri sonsuz Cennetlik, diğeri sonsuz Cehennemliktir. Asla karşılaştırma kabul eder mi? Siyah olan Bilal-i Habeşi, beyaz Ebu Cehil’den oldukca üstündür.

(Çingene ile evlenince, tuğla eriyinceye kadar yıkanılsa cünüplük çıkmaz) sözü, cahillerin uydurdukları çirkin bir iftiradır. Bir kimse iyi mi cünüp olursa olsun, gusledince, yıkanınca temiz olur.

İkiniz de İslamiyet’in emirlerine uyduğunuza gore, hiçbir mesele çıkmaz. Evlenmeniz oldukca iyi olur. Mutluluklar diliyoruz.

Sual: (Irkçılık icra eden bizlerden değildir) ne demek?
CEVAP
Biz Müslümanlarda ırk üstünlüğü yoktur. Buna karşın, iyi kimseler geldiği için Arabı severiz, Türkü severiz. Sevmemizin mahzuru olmaz. Fakat Müslüman bir Arabı, Müslüman Fransızdan üstün tutamayız. Bu şekilde bir ırkçılık yapmak dinimize aykırıdır. Hele Hristiyan bir Türk, Müslüman Araptan üstündür demeyiz. Bu şekilde söyleyen Müslümanlıktan çıkar.

İslamiyet hangi ırk, dil ve ülkeden olursa olsun, tüm Müslümanların birbirinin kardeşi bulunduğunu bildirir. İslam dininde, Allahü teâlânın huzurunda hepimiz birbirine müsavidir. Namaz kılarken, en büyük rütbeli bir Müslüman ile en minik rütbeli, en varlıklı ile en fukara, bir beyaz ile bir zenci Müslüman yan yana durur ve Allahü teâlâya beraber secde ederler.

Dinimizde ırk ve millet üstünlüğü yoktur. Müslüman zenci bir hizmetçi, kâfir bir beyaz Türk kraldan üstündür. Kâfir kral, sonsuz Cehennemde, Müslüman zenci hizmetçi ise, sonsuz Cennette kalacaktır.

Yahudi kendini asil bilir. Hristiyan, zenciyi aşağı görür. İslam’da ise ırk, renk ve dil ayrımı yoktur. İslam dini, ırk, renk, milliyet, siyasal inanç, lisan ve eğitim seviyesi ayırt etmeksizin, her insanoğlunun onur ve itibarına saygı eder. Bu sebepten de, yabancılar içinde Müslümanlık yayılmaktadır:
(İslam’da, ırk, renk ve dil farkı gözetilmediğini, her insanın eşit bulunduğunu, namaz kılarken de aşama ayrımı yapılmadığını gördüm. Müslüman oldum.) (Thomas Clayton – ABD)

Yunus Emre ve hoşgörü
Sual:
Yunus Emre’yi kötüleyen biri, (Bir taraftan “Yaratılmışı hoş gördük, Yaratandan dolayı” diyerek hoşgörülüğünü sergilerken, bir taraftan da, “Beş zaman namaz kılmayan, bilin Müslüman olmadı, ol Cehenneme girse gerek” diyerek müsamahasızlık çukuruna düşmüştür. Hoşgörünün zirvesine çıkmak gerekir) diyor. Hoşgörü ne anlama gelir?
CEVAP
TDK
’nın sözlüğünde, (Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu) deniyor. Dikkat ediniz, her şey deniyor. Her şeyi anlayışla karşılamak diye tanım ediyor. Gene TDK’da, Mezhebi geniş ifadesini tanım ederken, (Namus mevzusunda aşırı hoşgörülü davranan kimse) deniyor.

Yunus Emre’yi kötüleyen hiç kimseye gore, hoşgörü denilen şeyin bir sınırı yoktur. Ne kadar hoş görülürse, o denli iyidir. Oysa sınırsız özgürlük şeklinde, sınırsız hoşgörü de oldukca yanlıştır. Kötüler hoş görülür mü? Anarşistler ve öteki suçlular hoş görülürse, toplumun nizamı iyi mi sağlanır?

Kâfirleri sevmemek gerekir ise de, dinimizin emri gereği, onlara eziyet etmek, kalblerini incitmek haramdır. Yoksulluk olunca, onlara dostluk göstermek de caizdir. Sevmemek ayrı, onları üzmek ayrı şeydir. Din adına, kâfirin, kâfirliğini hoş görmek tehlikelidir. Allahü teâlâ, bu kimsenin anladığı manada hiçbir Müslümanı hoşgörünün zirvesine çıkarmasın!

Tarak dişi şeklinde eşit
Müslüman, dinimizin izin verdiği seviyede hoşgörülü olur. Bunun azı da, bir çok da zararlıdır. Yunus Emre hazretlerinin, “Yaratılmışı hoş gördük, Yaratandan dolayı” diyerek yetmiş iki millete aynı gözle bakması, dinimize aykırı değildir. Zira dinimizde ırk üstünlüğü yoktur. Bir hadis-i şerifte, (İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri şeklinde eşittir) buyurulmuştur. (İbni Lal)

Bunun için kâfir de olsa, bir kimseden kendini üstün görmek caiz değildir. Zira kâfir, Müslüman olup sonsuz saadete kavuşabilir, Müslüman da, maazallah küfre düşüp Cehennemlik olabilir.

Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, (Gel, gel, her kim olursan ol gel, müşrik, mecusi olsan yada puta tapsan da gel! Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir. Tevbeni yüz kere bozmuş olsan da gel) diyor. Manası, (Gel sana Müslümanlığı öğreteyim de gerçeği gör) anlama gelir. Zira Tanrı için olmayan sevgi ve düşmanlığın asla önemi yoktur. Hadis-i şerifte, (İmanın en sağlam temeli ve en güçlü alâmeti, hubbi-i fillah, buğd-i fillahtır) buyuruluyor. [Ebu Davud]

Kısaca, Müslümanları sevip, onlara yardım ve hayır yakarma etmek ve din-i İslam’ı beğenmeyenleri, İslamiyet’e ve Müslümanlara düşmanlık edenleri sevmemek ve imana, hidayete kavuşmaları için yakarma etmektir. Buğd, sevmemek, düşmanlık etmek anlama gelir. Buğd-i fillah, Tanrı için sevmemek, Tanrı için düşmanlık etmek anlama gelir. Bunun zıddı ise “Hubb-i fillah”tır. Tanrı için sevmek, Tanrı için dostluk etmektir.

Irkçılık nedir?
Sual: (Irkçılık icra eden bizlerden değildir)
buyuruluyor. Ne yapmak, ırkçılık olur?
CEVAP
Kendi ırkını dinimizin üstünde tutmak, kendi milletinden olan gayrimüslimi başka milletten olan Müslümandan üstün tutmak, ırkçılık olur.

İnsan ve Müslüman
Sual: (Ilkin Türküm, sonrasında Müslümanım)
yada (Ilkin insanım sonrasında Müslümanım) demek, dinimize gore doğru mudur?
CEVAP
Dinimizde ırk üstünlüğü yoktur. İslamiyet’te Müslüman olmayan hiç kimseye kâfir denir. (Ilkin insanım) demek de, (Ilkin Türk’üm) demek şeklinde yanlış bir sözdür. Kur’an-ı kerimde, (Kâfirlerin hayvan şeklinde, hattâ daha aşağı) olduğu bildiriliyor. Hayvandan aşağı olanla, Müslüman asla benzetme kabul eder mi? Hiçbir şey Müslümanlıktan önceye alınamaz. Allahü teâlâ, (Müminler kardeştir) buyuruyor. (İnsanlar kardeştir) yada (Türkler kardeştir) demiyor. Müslüman Türk’le, komünist Türk iyi mi kardeş olur? (İnsanlar kardeştir) sözü bundan daha yanlıştır. Bu söz dünyadaki kâfirlere yaranmak için açıklanmıştır. Mezhepsiz Mevdûdî de, (Hilafet ve Saltanat) adlı kitabının 68. sayfasında, (Benim nazarımda tüm insanoğlu eşittir. Bizlerden olsun yada olmasın) diyor. Bu, masonluğa yada hümanizme uygun bir sözdür. Aslına bakarsak masonlar da, hümanistler de, Müslümanlığa tahammül edemezler, fakat (Bakın, biz herkesi kucaklıyoruz) intibaını vermek için inançlarını gizlemeye çalışıyorlar.

“Irkçılık icra eden bizlerden değildir”
Sual:
(Irkçılık icra eden bizlerden değildir) hadisine gore ırkçılık sövgü müdür?
CEVAP
Irkçılığın yapılış şekli önemlidir. Irkını dininden üstün tutarsa sözgelişi, (Dinsiz bir Türk, Müslüman olan bir Yunan’dan, İngiliz’den yada Ermeni’den daha üstündür) deniyorsa sövgü olur, bu sebeple Müslümanlık kötülenmiş oluyor.

Bir insanoğlunun, kendi kavmini, ırkını sevmesi sövgü olmaz. Türk Türk’ü, Kürt Kürt’ü, Alman Alman’ı daha oldukca sevebilir. Bu, insanoğlunun kendi Müslüman akrabalarını, hemşerilerini daha çok sevmesine benzer. Sevmek ayrı, (Benim ırkımdaki kâfir de olsa, başka ırktan olan Müslümandan daha üstündür) demek ayrıdır. Sevmeyi ırkçılık olarak kabul etmemelidir. Müslüman Türk’ün tarihteki kahramanlıklarını okuyunca göğsümüz kabarıyor. Gene Müslüman bir hemşerimizle karşılaşınca da sevinmesi ırkçılık değildir. Kendi ırkını dinimizin üstünde tutmak, kendi milletinden olan gayrimüslimi başka milletten olan Müslümandan üstün tutmak, ırkçılık olur.

Irkların meydana gelişi
Sual:
Tüm insanoğlu, Hazret-i Âdemin neslinden geldiğine gore, zenciler ve öteki ırkların iyi mi meydana çıktığını açıklar mısınız?
CEVAP
Biyolojide modifikasyon denilen görünüş değişikliği yanında, mutasyon denilen genlerde değişim vakası vardır. Beyaz insandan siyah, esmer yada sarı insanların türemesi mümkündür. Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselamı yeryüzünün her tarafınca alınan topraktan yarattı. Bu sebeple neslinden, siyah, beyaz, esmer, kırmızı renkte olanlar olduğu şeklinde, bu renkler içinde bulunanlar da oldu. Bazısı yumuşak, bazısı sert, bazısı da halis ve temiz oldu.) [Ebu Davud]

Yaratılanı hoş gör Yaradan’dan dolayı
Sual:
Yunus Emre’nin, (Yaratılanı hoş gör Yaradan’dan dolayı) sözü için bazıları, (Türk olmayanları hoş göremeyiz) diyorlar. Yunus Emre şeklinde, ırk farkı gözetmeden yetmiş iki milleti, insan olarak değerlendirmek yanlış mıdır?
CEVAP
Yunus Emre şeklinde büyük zatların sözlerine derhal yanlış demek doğru olmaz. O sözü ne maksatla söylediği anlaşılırsa yanlış olmadığı meydana çıkar.

Dinimizde ırk üstünlüğü yoktur. Bir hadis-i şerifte, (İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri şeklinde eşittir) buyurulmuştur. (İbni Lâl)

Bir milletin diğerinden üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takvâ iledir. Bir âyet-i kerime meali:
(Tanrı indinde en üstününüz, takvâda en ileri olanınızdır.) [Hucurat 13]

Bir hadis-i şerif:
(Arab’ın Acem’e, Acem’in Arab’a üstünlüğü olmadığı şeklinde, kırmızının karaya, karanın kırmızıya da üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takvâ iledir.) [İbni Neccar] (Acem, Arap olmayan anlama gelir.)

Dinimiz, (Üstünlük takvâ iledir) buyururken, bunun aksini söylemek bir Müslümana yakışmaz.

Bunun için kâfir de olsa, bir kimseden kendini üstün görmek caiz değildir. Zira kâfir, Müslüman olup cennetlik olabildiği şeklinde, Müslüman da, Tanrı korusun küfre düşüp Cehennemlik olabilir. Kâfire bu gözle bakarsak, kendimizi ondan üstün bilemeyiz. Kâfir olduğundan sevmemek ayrıdır.

Din sahibi olmak
Sual: Din sahibi olmak, dini her şeyin üstünde tutmak, milliyet ve kavmiyet fikrinden daha üstün değil midir?
Yanıt:
Resûlullah efendimize “İslâmiyet nedir?” diye sorulduğunda;
(Müslümanlık, Allahü teâlânın emirlerini büyük bilmek ve Allahü teâlânın mahluklarına acımaktır) buyurmuştur. Resûlullah efendimizin bu hadîs-i şerifte gösterdiği ışıklı yolda ilerleyen insanoğlu, hangi kavimden, milletten, dinden olursa olsun, Allahın kullarının haklarına dokunmanın, ahirette büyük kabahat olacağını bilirler. Bunlardan hiç kimseye zarar gelmeyeceğini tarihî vesikalar açıkça göstermektedir. İslâmiyette şahısların ve cemiyetin menfaatlerine çalışılmakla birlikte, Müslümanların gayesi, bu menfaatlerden daha üstün ve tanrısal bir şeydir. Menfaati düşünmek, lâzım ise de, bunu her gayenin üstünde görmek ayıp, kusur ve bir egoistlik olduğu şeklinde, dinden ayrı olan milliyet hissini her şeyin üstünde görmekle de, bu egoistlikten kurtulamaz. Bu şekilde olan milliyet hissi ile hareket eden kimse, kendinin de o milletin içinde bulunduğunu düşünmüş, bunun için azca oldukca egoistçe hareket etmiştir. Müslümanları harekete getiren maksat ise daha temiz ve necibdir. Her şeyin üstünde olarak, din için, Tanrı için çalışan her Müslüman, büyük bir aşk ve fedakârlıkla hareket eder. Milletinin yükselmesi daha kolay ve sağlam olur. Başka milletlere de ziyanı dokunmaz. Müslüman, her adımını Tanrı için atan, her hesabını Tanrı için yürüten bir insan anlama gelir. Bu şekilde bir insanoğlunun ne kendine, ne de başkasına ziyanı olması imkansız. Hâlbuki, dini ve Allahı bırakıp da, dinden ayrı olan milliyeti düşünenler, başka milletlere karşı, hakka ve adalete bağlı davranmayabilirler. Din sahibi olmak, Fransızların; “Chacun pour soi et Dieu pour tous”, “Hepimiz kendi menfaatini kollar fakat Tanrı her kulunu kollar” atasözünde olduğu şeklinde hepimiz için yararlı olmaktır.

Bir önceki yazımız olan Köle ve cariye nedir? başlıklı makalemizde cariye ve Nedir ? hakkında bilgiler verilmektedir.

Kontrol Et

Şık ve güzel giyinmek

Sual: Zenginin eski elbise giymesi uygun mudur?CEVAP Resulullah efendimiz, eski elbiseli birine, (Malın yok mu?) …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.