ORUCUN YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Orucun yükümlülüğü denildiğinde bir kişinin oruç ibadetiyle mükellef sayılması, farz olan orucun kişiye borç olarak durağan olması anlamına gelir. Bu fıkıhta “vücub şartlar” olarak ta bilinir. Orucun yükümlülüklerinin başında, kişinin ergenlik yaşına ulaşmış olması ve gerekli akıl sağlığına olması gereklidir. Ergenlik çağına ulaşmamış olanlar oruç tutmakla yükümlü olmamaları ile birlikte, alışmaları için ara sıra oruç tutmaları ve namaz kılmaları uygundur. Genel şartların yanında kişilerin, oruç tutmaya sağlıklarının elverişli olması ve yolculuk esnasında olmaması da şarttır. Bu koşullar oruç edasının vaciblik şartları olarak ta adlandırılmaktadır. Yukarıda da söylendiği gibi çok hasta ve yolculuk yapanlar oruç tutmayabilirler. Fakat bu oruçları düzeldikten sonra kaza etmeleri gerekmektedir. Hasta için bu durum iyileşmek, yolcular için ise yolculuğun sona ermesidir. Oruç tuttuğu halde kendisi veya çocuğunun zarar görmesi olası olan hamile veya emzikli kadınlar da oruçtan yükümlü olmayabilirler. Hatta zarar görme ihtimali güçlü ise tutmamaları gerekir. Sağlıkları normale döndüğünde tutamadıkları oruçları kazayaparlar.
Kur’an’da ve hadislerde, dinimizdekullaragüç gelecek herhangi birşartın bulunmadığına sıklıkla işaret edildiğini, herhangi bir sıkıntı ve güçlüğün bulunduğu durumda da yükümlülere birtakım kolaylık ve müsaadelerin tanınmış olduğunu bilmekteyiz. Bu genel kuralın bir parçası olarak, bazı durumlarda farz olan ramazan orucunu tutmamaya da izinverilmiştir.
Bir önceki yazımız olan FATİHA SURESİ VE FAZİLETLERİ başlıklı makalemizde FATİHA SURESİ VE FAZİLETLERİ hakkında bilgiler verilmektedir.