HER GÜN KALBİMİZLE HİSSEDİP AKIL İLE İDRAK ETMEMİZ ÖLÜM HAKİKATİNİ ANLATAN
Gidilen her yolun sonu,başlanılan her işin bir neticesi,karanlığın aydınlığı,umudun bir cevabı yani kısacası her şeyin bir sonu vardır. Sürekli koşmak zorunda olduğumuz bir hayat düşünün. Yorulmaya hakkımız bile olmadığını. Bitiş çizgisinin nerde olacağını bilmemekten öte varlığından bile haberimizin olmadığını düşünün. Ama bunların ötesinde en gerçek olan ölüm var. Büyük son. Son bile değil aslında yeni bir hayat,inançlarımızla,doğum ile başlayıp,yazılmış bir kaderle devam edip kendi irademizin gücünü de katarak yol aldığımız bir hayat ve sonunda bizi bekleyen bir ölüm. Başı ve sonu arasında bir şey yaşanmamış gibi hissedilen ama uzun mu uzun bir hayat çizgisi. Tabi herkes için değil. Hayata bir merhaba ile başlayıp sadece bir hoşçakal kelimesini sığdıracak kadar kısacık bir hayat hikayesi olanlarda var. Ortak olan tek bir sey var bu güzel sonu zamanına bakılmaksızın herkesin yaşayacak olması. Kimsenin seçimlerine bakılmadan,herkes adına ortak bir hakikat ile yaşanılacak en güzel şey. Bu çizginin nasıl ilerleyebildiği ise amelin konuşacağı yerdir. Her şeyin dile geleceği,insanın susup iyi ya da kötü amellerin konuşacağı bir zaman. Yaşanmışlıkların ne kalbe ne de dile tesir etmeyeceği bir ahir zaman. Bütün yolların kesişeceği,baska bir seçeneğin kalmayacağı,sonsuzluğa doğru atılan sonsuz bir adım. Bütün bedellerin ödenip,açılması gereken bir kapı kalmayacağı,kötü yaşanmışlıklara karşı azabın,salih amellere göre ise uçsuz bucaksız bir cennet maviliğinin içinde güzel bir yaşantının bizi karşılayacağı bir dünya. Bu zamanda bütün bunların bilincinde olarak yaşamak büyük bir servet değerinde. Diğer dünya da bize sunulacak,açılacak kapılar bu dünya için sadece büyük bir servet değerinde. Diğer dünya da bize sunulacak,açılacak kapılar bu dünya için sadece büyük bir servet kelimesi ile karşılanabilir. Sırtımıza alıp yük edindiğimiz her ne varsa günü geldiğinde omuzlardan atıp bir derin nefes alabileceğimiz bir servet. Ahiretde neler yaşanılacağına dair ne kadar şey yazılırsa yazılsın sadece tahmin etmekle kalınacak,veya yüreklerimizdeki inançla hissedebileceğimiz bir bilinmezlik diyarıdır ahiret. Bu ahiret ile ilgili bilinen hakikatler insanın atacağı yanlış adımlara engel olabilir,gideceği ters bir yol varsa yolundan edebilir ve bütün bunların hepsini şükre vesile kılabilir. Ahiret ve ölüm ile alakalı bunları biliyor olmak hareketlerin doğru yapılıp,adımların istikrarlı atılmasına olanak sağladığı için ahirete yönelik kalplerimize bir umut olacaktır. Yaşamanın umut olduğu bir hayatta herkesi bekleyen bir ölümün sonrasına umut etmek insanın bu hayatta doğru bir duruş sergilemesine imkan sağlayacaktır. Bu kötülüklerin içinde ölüm bazen kurtuluştur. İlle de kötülükten kurtulmak adına değil,hayat boyunca çabalamak insanı yoracaktır. Bir yerde hediyedir. Kalbin umutla bakması ölümün kaçınılmazlığını her gün hatırlatacaktır. Her gün hatırlayabilmek imanın gücüne güç katacak. Sonsuzluk adına ilk defa bir şeyleri bilmek gibi bir şansımız olacaktır. Bu bize verilen bir şanstan yapılmış bir hediye.
Bir önceki yazımız olan imtihandayız bu yalan dünyada! başlıklı makalemizde imtihandayız bu yalan dünyada! hakkında bilgiler verilmektedir.